Gönderi

19. yüzyılda zirvede olan pozitivizm, insanların bütünüyle değiştirilebileceğini öngörüyordu. Çünkü o eninde sonunda karmaşık bir makinaydı, ilmin sırlarını çözmesiyle mâneviyat denilen ihsanî kimlik ortadan kalkacak ve herkes ilmi Rab tanıyacak ve insanlar çeşitli metodlar kullanılarak tamamen değiştirilecek, bir kaba dökülebilecekti. Yirminci yüzyılın ilk yarısı bu görüşün insan üzerine tatbiki ile geçti. Bilhassa totaliter yönetimler insanları önceki yüzyıllarda insanî sayılan bütün vasıflarından soyarak kendi istedikleri kalıba dökmeye çalıştılar. Uzun süre muvaffak oldukları sanıldı. Bugün iyice anlaşılmıştır ki, insan kimliği bu kalıpları reddediyor. Başta Rusya olmak üzere bütün doğu Avrupa’da insanlar dine karşı propagandalarla dolu on yıllar geçirdiler. Pozitivist mantığa göre artık bu ülkelerde din diye bir şey kalmaması gerekirdi. Gerçekten bu ülkelerde dinî bilgiler zayıflamıştır, bu kolaylıkla fark edilebiliyor. Ama din duygusu kesinlikle ortadan kaldırılamamıştır, insanlar az bilgileriyle de inanmaya devam etmişlerdir.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.