Gönderi

Kişileri efsaneleştirmek, etrafında gelişen olayları kutsamak ve dokunulmazlaştırmak, “kült”leştirmek yeni bir şey değil. 20. yüzyılda bütün totaliter (faşist-komünist) idareler bunu son haddine kadar yapmışlardır. Bunun için muhtelif seviyede teşkilatlar, hatta bakanlık kuranlar olmuştur. Bazıları açıkça adını koymuş, “propaganda bakanlığı” demiş, bazıları bu kadar açık yürekli olamamıştır. Netice olarak, 20. yüzyılın seri üretim yalanları ve efsaneleri, 21. yüzyıla devredememiştir. (Kuzey Kore hariç elbette! Bugün de bu ülkede ölü bir lidere tapınılmaktadır!)3 Türkiye’de, 20. yüzılın başında İttihatçıların efsane ve yalan üretim merkezleri tarafından yürütülen propaganda faaliyetleri ile açılan yol, daha sonra da devam ettirilmiş; tek parti efsaneciliğinin en iptidaî örnekleri ders kitaplarına boca edilmiştir. Üreticilerinin ilk mektep ölçeğinde tasarladığı çarpıtmaların seviyesi, yarım asır sonra, 1980’lerde, yüksek Öğretime mecburî inkılâp tarihi dersleri konularak yükseltilmek istenmiştir.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.