" BU DURUŞ DA KURALDIŞI..BAŞKALDIRIYA AÇIK!"Hem, kendi yükünü çekemeyen bir yüreğe doğru öyle savrulmaz ki o saçlar..
Kırık bir gönlün, doyumsuz bir ruhun, ben de herkes gibiyim diyerek sıradanlasmaya çalıştığı bir karmaşanın ıçinde, aylardır yıllardır aradığının farkında olmadan aramışken, öyle "Gel!" denmez ki..
Siyah bir boşluğa düşer gibi , hiç olmadığı kadar yalnız ve hiç olmadığı kadar özgür..Öyle bakılmaz ki gözlerinin ta içine..
O bakışlar da kuraldışı çünkü..
Hiç düşünmeden cana kastedeninden..
Cemil Kavukçu..
Bu sefer büyüledi beni.
Önce,sonunda soru işareti olmayan sorular sorarak sızdı yaralarımın içine.
Sonra cevaplamadan susup gitti..
Ne kadar tanıyorsun kendini?,dedi mesela.
Korkacak kadar mı?
Bir gizi içinde büyütüp büyütüp, yasak bir heyecanın alevini yakacak kadar mı?
Saklamak mı güçlü kılar o sırrı, açıklamak mı?
Açıklanan her duygunun an be an eksildigini bilerek.
Hayallerini bildiğimiz ınsanlarla yan yanayken, hiç bilemeyecekleri hayallerin ateşi damarlarımızda dolasirken , ne kadar sahiciyiz acaba ?
Bazen ne kadar da hain olabiliyor yürek vuruşları..Insanı yazmaya yönelten.. Yoksa her an taşacak hissi veren..
Patika..
Muazzam bir kendinden kendine doğru kaçış öyküsü. Kelimelerin, yürek telinize dokunmak için nasıl birbiriyle yarıştığını farkedeceksiniz okurken.
Pek çok kısa hikayeden oluşan, su gibi akan, akarken okuyanı da alıp götüren bir kitap. Yerli yerinde, eksiği ya da fazlası olmayan, bazıları monolog tarzında, samimî ama karanlık öyküler..
" Yine dört bir yana uçuşuyor sözcükler.." diyor.
Hem de nasıl uçuşuyor..
Her birini bir muhalif rüzgar önüne katmış, savurdukça savuruyor. Gözlerinize konuyor bazıları, bazıları avuç içlerinize..Bazıları saçlarınıza karışıyor.
Kanserimsim sen benim, diye feryat ediyor bazen.
Çünkü ölümü, bir ölüden dinlemek lazım belki de. Dinginliğiyle, sessizliğiyle, tembelliğiyle..
Korkusuyla, ürpertisiyle..
Her ölüm gibi, en pisi pisine haliyle..
Güneşsiz, karanlık hikayelerin arasında, siyah bir çaresizlik göğüs kafesinizi sıktıkça sıkıyor.
Aynasız sövgülerin mermi gibi yağdığı bir garip iklimde buluyorsunuz kendinizi.
Cemil Kavukçu..
Bu okuduğum beşinci kitabı. Diğerlerinde de kolumdan kanadımdan vuruldum ama, bu seferki hedef, direk göğüs kafesimdi..
Keyifli okumalar..:)