Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
Tarihi Değiştiren Diktatörler, Ali Çimen’in ‘Tarihi Değiştirenler’ serisinin bir kitabı. Nisan 2010’da ilk baskısı yapılmış. Dünya tarihine, tabii ki menfi manada damgasını vurmuş olan belli başlı diktatörleri anlatıyor kitap. Kimler mi var? Stalin, Hitler, Mussolini, Mao, Pol Pot, Salazar, Franco, Bokassa, İdi Amin, Pinochet, II. Leopold, Mobutu, Şah Pehlevi, Çavuşesku, Saddam, Kim İl Sung ile Kim Jong İl ve Bin Ali… Tahmin edebileceğiniz gibi son 150 yılın diktatörlerinden bazıları bu isimler. Liste daha da uzun olabilirdi pekala. Seriyi bilenler için bir şey demeye lüzum yok ama ilk defa duyanlar için Çimen’in çok başarılı bir üslubu olduğunu söylemem lazım. Diğer kitapları gibi bu da ilgi çekici ve akıcı. İçinde son derece enteresan bilgiler var. Ancak ben size ‘aslında Pol Pot’un gerçek adı Saloth Sar’dır ancak Çin Devleti kendilerine sadık olan Kamboçyalı yoldaşlarına ‘politik potansiyel’ yani kısaca pol pot dedikleri için o da bu lakabı almıştır’ gibi sıra dışı bilgiler vermeyeceğim. Kitapta bahsi geçen bütün diktatörlerin çoğu müşterek bir bölümü özel bazı özellikleri ve uygulamaları var. Onlardan söz etmek niyetindeyim. Bu arada kitaptaki her diktatör tornadan çıkmış gibi aynı değil. Stalin, Mao, Hitler gibi isimlerin öldürttükleri insan sayısının haddi hesabı yok. Bazılarının bu anlamda karnesi daha vasat. Pol Pot ve Kuzey Koreli Kim ailesi ise her anlamda berbat insanlar. Hem cinayetleri bakımından hem de başka bazı sebeplerle… Örneğin Salazar, Franco ve hatta Saddam gibiler ülke ekonomisini dış destekle de olsa düzeltiyorlar. Bu manada ilk bakışta olumlu şeyler de yapmış gibi görünüyorlar. Neyse, şimdi biz genel toplama bakalım ve bir diktatör prototipi ortaya koymaya çalışalım. Hepsi de ruh hastasıdır. Kiminin çocukluktan gelen kimininse sonradan edinilmiş psikopatlıkları vardır. Yakın çevrelerinde kendilerine hatalarını ya da eksiklerini söyleyecek kimseleri barındırmazlar. Bir bağımlılık gibi sürekli övülmekten hoşlanırlar. Mao ve Kim İl Sung gibi bazıları dini tamamen ortadan kaldırmış ve kendilerini yarı tanrı durumuna getirip, üstelik kutsal kitap bile yazmışlarken bazıları ise dini kullanmış, dini terimlerle halkı kandırmıştır. Dini kullanan isimlerin başında ise Franco ve Salazar gelir. Keza Kongo’da terör estiren, milyonlarca Kongoluyu öldüren ve sakat bırakan Belçika Kralı da bütün bunları Hristiyanlığı yaymak için yaptığını söyleyecektir. Ancak gelgelelim esas amacı kişisel zenginliğidir. Servetinin haddi hesabı olmayacaktır. Ama Batı’nın dini hassasiyetleriyle ustalıkla oynayacaktır. Başta Mao ve Çavuşesku olmak üzere çoğunun yanlarında yine ruh hastası olan eşleri vardır. Onların da doğum günleri kutlanır, onlar devlet işlerine karışır ve onlarsız hiçbir iş yapılmaz. Yani bir bakıma ruh eşleridir. Diktatörlerin en hoşlandıkları şeylerden birisi de kalabalıklardır. Mitingler, stadyum gösterileri onların ab-ı hayatlarıdır adeta. Propaganda için her yolu denerler. Özellikle totaliter komünist devletlerde her taraf devasa heykellerle, afişlerle kaplıdır. Başkan onları her yerde gözetler. Hatta Kuzey Kore’de evlerin içinde de ruh hastası liderlerinin posterleri vardır. Güne başlarken o selamlanır. Bazıları demokrasi ile başa gelmiştir ancak onlar için demokrasi sadece bir araçtır. Aslolan lider kültüne dayalı sıkı bir yönetimdir. İktidarlarının devamı için kan dökmekten imtina etmezler. Mutlaka bir ‘düşman’ oluştururlar. Bu bazen bir ya da birkaç dış düşman olurken, çoğunlukla ‘içerideki hainler’ motifi kullanılır. Stalin döneminin meşhur ‘halk düşmanı, işbirlikçi, gulag’ yaftaları unutulmazlar arasındadır. Masumlardan bile düşman üretir ki, kendi masalını anlatabilsin. Aşırı derecede megaloman ve şüphecidirler. En yakınındakilere bile güvenmezler, kadro tasfiyesine bayılırlar. Onlara göre bir devletin büyüklüğü şatafatla belli olur. Orta Afrikalı Bokassa gibi altın tahtlara ve muazzam bütçeli davetlere bayılırlar. Halkın refah seviyesi önemli değildir. Çavuşesku ve Mobutu gibiler saraylar yaptırmıştır. Ülkeyi adeta bir aile şirketi gibi yönetirler. Aile fertleri ve kendilerine yakın olanlar ihya edilir. Demokrasi istenmediği için sendikalar, siyasi partiler gibi ayak bağı kabul edilen bütün kurumlara darbe indirilir. Zaten amaç, liderine bağlı tek tip insan oluşturmaktır! Basın sadece yandaşlardan oluşabilir. Muhalif basın zorla ya da başka yollarla susturulur. Karşı cepheden adam satın alınması da yine olağan bir durumdur. Basın sadece onun istediklerini yazar, duyurur. Çünkü gerçeklerin anlatılmasına gerek yoktur. Mesela Bin Ali’nin Tunus’unda gazeteler o ve ailesiyle ilgili her gün olumlu bir haber yapmak zorundadırlar. Hitler ve Mussolini gibiler çok usta hatiplerdir. Kitleleri etkileme gücüne sahiptirler ve bu iş için özel çalışmalar yapıp, ekipler kurdurmuşlardır. Sonuçta bir yalanı etkili bir şekilde söylersen, etkisiz söylenen bir doğrudan daha gerçek olabiliyordur! Dürüst olmak, yalan konuşmamak, ahlaki değerlere bağlı olmak gibi evrensel değerlerin onlar için bir kıymeti yoktur çünkü iktidara giden her yol mubahtır. Ülkenin ordusu vardır ancak yine de lider için mutlaka bir başka teşkilat devreye sokulur. Bunun adı Stalin’de NKVD, Saddam’da Muhaberattır. Fişleme, gözaltı, hapis, sürgün ve ölüm kampları sistemin işlemesi için uygulanan şeylerdir. Liderlerin acayip lakapları vardır. Mesela Kim İl Sung’un en bilinen unvanı ‘Yüce Lider’ olmasına rağmen ondan bahsederken ‘demir iradeli ve her daim muzaffer komutan’; ‘yüce güneş ve yüce insan’; ‘büyük ata’; ‘ulusun güneşi ve ulusun üstün beyni’ gibi unvanları da unutmamak lazım gelir. Bazıları kendi hayatlarına mitolojik unsurlar katarlar. Kuzey Kore bu konuda traji-komik bir ülkedir. Diktatörlerin hepsi sert ve ani reformlardan yanadır ve çabuk sonuç alınmasını isterler. Ancak hakikat plana uymaz. Bunlar arasında Salazar, Franco hatta bir dönem Saddam gibi isimler ekonomiyi düzeltirler. Stalin bile mesela ulaşım alanında önemli hamleler yapar. Bu yüzden kendilerine yandaş da edinebilirler. Ancak halkın genel durumu iyi değildir. Denetleme mekanizması da olmadığı için rüşvet çok yaygındır. İhaleler, işler belli kişilerde toplanır. Yolsuzluk herkesin bildiği ama bilmezden geldiği bir şeydir. Makamların belirlenmesinde liyakat değil sadakat esas alınır. Diktatörlerin hepsi de çok zengindir. Ülkesi çok fakir olsa dahi bu böyledir. Pinochet başta olmak üzere pek çoğunun yurt dışına kaçırdığı milyon dolarları vardır. Uluslara arası ticaret ya da kaçakçılığa bulaşmış olanları da vardır. Hayal aleminde yaşamayı severler. Ülkelerini daha büyük olmasını isterler ve halkı da bu propagandaya ortak ederler. Lakin çoğu zaman gerçekler bambaşka olur. Propaganda fotoğraflarına bayılırlar. Genelde küçük çocuklarla ya da sağlıklı gençlerle birlikte mutluluk pozları verirler. Bazıları iyi eğitim almışlarken bazıları ise yeterli bir eğitimden geçmemişlerdir. Kaba ve cahil olabilirler. Bilim adamına, sanatçıya sadece partisi için kullanabilirse değer verirler. Vatan, ülke, devlet gibi kavramlar kutsallaştırılır ama bunlar demek aslında partisi ya da bizatihi kendisi demektir. Kendi tarafında yer almayan, yeterince destek vermeyen herkes vatan hainidir!
Tarihi Değiştiren Diktatörler
Tarihi Değiştiren DiktatörlerAli Çimen · Timaş Yayınları · 2010493 okunma
··
116 görüntüleme
Yüceyurt okurunun profil resmi
Mehmet Hocam incelemenizi okurken kitabı özlediğimi hissettim. Çok kaliteli bir kalemsiniz :-)
Mehmet Y. okurunun profil resmi
İltifat ediyorsunuz, sağ olun. Kitap, iyi bir seri olan Tarihi Değiştirenler Serisinin en güzel kitabı bence.
Yüceyurt okurunun profil resmi
Serinin 4 kitabını okudum. Dediğiniz gibi en sevdiğim bu oldu.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Mehmet Y. okurunun profil resmi
Yalnız, kitabı okumayı düşünenlere kötü bir haberim var. Sahaflarda, bazı kitabevlerinde elde kalmışlar dışında bulamayabilirsiniz. Kitabın yeni baskısı yok, çünkü yazarı, sakıncalı adam ilan edilenlerden birisi oldu. Yani, yazdığı adamların yaşattıklarını bu kitap da yaşıyor maalesef...
Burak okurunun profil resmi
Tuco ve İnci hocam yorum yapmamış olsaydı eğer bu güzel incelemeyi farketmeyecektim. :) Bu güzel inceleme için çok teşekkürler, emeğinize sağlık. Listeme ekledim bile kitabı.
Hatice okurunun profil resmi
tarih diktatör çöplüğü gibi değil mi :) bende bunların nasıl öldüklerine dair bir kitap okumuştum..birkaçını herkes bilir gerçi.
Mehmet Y. okurunun profil resmi
Neyse ki ölüyorlar :) Ama mahvettikleri hayatlar geri gelmiyor maalesef...
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Mehmet Y. okurunun profil resmi
Kitabın yeni baskısı yapılıyor artık... İlan edelim.
Mehmet Y. okurunun profil resmi
Teknik olarak farklı kavramlar olabilir, bilemiyorum ama uygulama olarak bu kitaptaki adamların hepsi aynı zalim. Bu kesin.
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.