Küçük Prens neden bu kadar çok okunuyor, diye düşününce aklımıza epey fikir geliyor olmalı. Üzerine söylenecek çok söz bulmak kolay.
Evet elbet yetişkinlerin eğitimle, çevreyle, yaşamın sayamayacağım etkenleriyle garip bir şekle sokulduğunu kabul edip, buna karşı çocukluğun saflığı savunulabilir. Herkes gibi biz de o meşrepten konuşabiliriz.
Ama bu modernliğin, ya da ondan sonra karşımıza çıkan postmodernliğin olgunluk yerine her gördüğüne saldıran çocuk olmamız istediğine dair içimizde oluşturduğu bir düşünce yok mu? Modernler bilgi bilimci bir algıyla tek bir şeydir önünde ceket ilikleyip saygı duruşuna geçin demiş, postmodernler ise her birey kadar doğru varı dayatmış insanlığa.
Bu fikirler kafamdan geçerken kaçıncı okuyuşum -sanırım 3. okuyuşumdu- bilmiyorum ama bu kez çocukluk üzerine o kadar da saf fikirler geçmedi içimden.
Karşımıza Hay Bin Yakzan değil de Sineklerin Tanrısı çıkıyor...