Gönderi

208 syf.
9/10 puan verdi
Psikanalizin geçtiğimiz yüzyıldan beri bir terapi biçimi olmasından çok başta edebiyat olmak üzere, tiyatro, sinema, hatta müzik gibi sanat dallarını derinden etkileyen entelektüel bir eylem alanı olmasında en büyük katkı şüphesiz
Jacques Lacan
Jacques Lacan
'dadır. Yaptığı açımlamalarla hem Freud'a bir geri dönüş hareketi yaratması, hem de tıpkı bilinçdışının dili gibi özgün ve anlaşılması oldukça zor ve çetrefilli olan bir dil kullanması büyük tartışmalara yol açmıştır. Kimisi onu bu yüzden protesto ederken takipçilerinin sayısı zamane Fransasında hızla artmıştır. Lacan'ın şansı şudur ki, o zamanın Fransa'sı tabiri caizse şampiyonlar ligi gibiydi. Joyce'lar, Bataille'ler Ernest Jones'lar, Levi-Strauss, Foucault, Andre Breton, Salvador Dali, Loewenstein, Heidegger(Almanya'da ziyaretine gitmişti) son zamanlarında Derrida gibi isimlerden bunlardan yalnızca ilk akla gelenler. Bu da haliyle Türkiyedeki gibi entelektüel zeminin olmayışından kaynaklı, düşünce adamlarının önce yalnızlığa mahkum olması, sonra asimile olması gibi tehlikeleri önlemek bir yana, faydalanılacak ve etkilenilecek bir dolu deha anlamına gelmekteydi. Lacan da Nami Başer'in deyişiyle bu fikirler ve isimlerle bir süreliğine 'flört etmiştir'. İnsan böyle bir döneme imreniyor doğrusu. İşte bu kitap, Lacan'ı anlamak için Türkçe yazılmış elzem iki kaynaktan birisidir. (Diğeri için bkz. Tura,
Freud'dan Lacan'a Psikanaliz
Freud'dan Lacan'a Psikanaliz
) Tura, kitabında psikanalizin tarihçesini kağıda dökerken, Nami Başer ise bir "Dönem Biyografisi"ne girişiyor. Kitapta Lacan, 4 döneme ayırılıp inceleniyor. Bu dönemler ise" yaşananlar", "öğretilenler", "metinler" alt kategorilerinde derinleştiriliyor. Kitabı bitirince yalnız Jacques Lacan'ın yaşayışına değil dönem Fransa'sındaki dehalarla kurduğu karmaşık ilişkilere de giriş yapmış oluyorsunuz. Joyce ile o pek meşhur kafede karşılaştıktan sonra Ulysses'e hayran kalışı(tam o anda Joyce'un yüzündeki zafer ifadesini insan görür gibi oluyor ) gibi ayrıntılar da kitabı renklendiriyor. Özetle Nami Başer dolu bir insan, şahsen ikili diyaloğa girmiş biri olarak da emin konuşabiliyorum. Lacan'ı anlamak için elzem olan psikanalizin dışında dilbilime, antropolojiye vb. de hakimiyeti gayet iyi. Fransızca'sı inanılmaz seviyede. Zaman zaman sizi çeviri tartışmalarına, Lacan'ın yaptığı dil oyunlarına ortak edebiliyor. Lacan'ın ne dediğini anlamak için nasıl söylediğini bilmek gerekiyor, bu kitap zeki okuyucunun bu ihtiyacını bir nebze doyurabilir. Buraya kadar okuyanlara teşekkür ediyor, 'nitelikli' okumalar diliyorum. Ek bilgi: —Lacan'ın 26 seminerinden şuan yalnız 11. Seminerin tamamı çevrilmiş;
Psikanalizin Dört Temel Kavramı
Psikanalizin Dört Temel Kavramı
Umarım diğerlerini de çok beklemeyiz. —Bu kitabın da bir parçası olduğu "Fikir Mimarları Dizisi"ne bir göz atmanızı öneririm. Değerli filozof ve fikir adamlarının hayatlarına dair Türkçe yazılmış güzel kaynaklar.
Lacan
LacanNami Başer · Say Yayınları · 201238 okunma
··
194 views
Barbaros okurunun profil resmi
Sana bu düşünürü nasıl öğrenirim diye sorduğumda bir bu kitabı bir de
Freud'dan Lacan'a Psikanaliz
Freud'dan Lacan'a Psikanaliz
kitabı önermiştin. Önce Saffet Murat Tura’yı okudum. Ama Nami Başer’in anlatımını çok daha fazla sevdim. Hatta ne anlatsa dinlerim gibi geliyor. Lacan’ı anlatırken sanki sıcak bir soba başındayız da bir büyüğümüz masal anlatıyor gibi hissediyorum. Bu kadar zor bir düşünürü böyle rahat anlatmak da bir meziyettir herhalde. Kelimelerle rahatça oynayışı, bir sürü gereksiz kavram kullanmadan anlatmak istediğini anlatışı dile hakim olduğunu da gösteriyor. İstediği her kavramı, kelimeyi kolayca eğip büküp istediği, okuyucunun da anlayacağı kıvama getiriyor. Üstelik bunu yaparken kolaycılık veya indirgemecilik de hissetmiyorsun. Sonuç olarak yetkili bir abiye benziyor sahiden. Çok sevdim.
Samet Ö. okurunun profil resmi
Beğenmene sevindim hocam. Nami Başerle Bursada tanışmıştım, hâlâ da Mudanya'da ikamet eder diye biliyorum. Saffet Murat Tura akademisyen yönü daha ağır basan, daha anlaşılmaz biri kesinlikle. Yazdıklarını çok başarılı bulmama karşın Fransızlara özgü anlaşılmazlığı benimsemesi yüzünden eleştiririm çoğu kez. Ama Nami Başer hiç öyle değil; bizden olan yönünü, 'şarki' tarafını da unutmadığı için insan anlam veremediği bir yakınlık duyuyor. Sıcak bir soba başında bir şeyler anlatan bilge adam arketipine çok benziyor senin de dediğin gibi. Peki Saffet Tura'nın kitabını nasıl buldun, yorum yapmamıştın sanıyorum.
2 next answer
Ayşe* okurunun profil resmi
#23141666 Tanpınar’da söylemişti zamanında 🤪
Samet Ö. okurunun profil resmi
Tanpınar bu konuyu ülkemizde ilk işleyenlerdendi. Saygı duruşu.
3 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.