" Bana da yalanlar uydur hadi, yalan olduklarını bile bile inanayım.."
Zaman zaman yollarda kaybolmak, zaman zaman kendini geçtiğin yollarda bulmak gibi..
Ucu bir yalnızlığın gönül kafesinde, ihtilâl tadında bir mevsimde, bin kere ölüp bin kere dirilerek..
Bin kere unutup, vazgeçip..yeniden severek..yeniden inanmak gibi..
Bana yalanlar söyle hadi..Gitmedim, de, baş ucundaydım de..Saçlarını tarayan bendim de..
Açıkla, neden her gün biraz daha küçüldüğümü..bıraktığın boşluğu dolduramadığımi..ateşlendiğim geceler, senli bir sensizliğin pençesinde..söyle..neden yalnızca seni sayıkladıgimi..
Bana yalanlar söyle hadi..Her gece seni koynumda ben uyuttum de..
Dört harfin üzerine inşa ettiğim dünyamın, en küçük depremlerde nasıl sarsıldığını unutayım..
Karşımda aynalara sığamayan bir çift gözle, saatlerce kendi bakışlarımda, seni nasıl aradığımı unutayım..
Bana yalanlar söyle hadi..ama önce kızım, de..
Cam kesiği gibi sızlarken sol tarafım, alnımda taşıdığım en kadim yaramı saklamak için bu kadar çok güldüğümü unutayım..
Bana yalanlar söyle hadi..ölmedim, de..
Saçların nasıl kokar bilmiyorum..Ellerin nasıl okşar bilmiyorum..
Içimden dolu dolu küfretmek gelse de yokluğuna..bana ölmedim, de...
Öksüzlüğümü unutayım..
Bana yalanlar söyle hadi..senin sesinden olsun..
Ne söylersen söyle, yeter ki sen söyle..
Bin yıllık hasret biriktirdim sana, bin yıllık susuzluk, bin yıllık yalnızlık..
Öyle dolayım ki seninle...sensizliğimi unutayım..
Bana yalanlar söyle anne..
Gitmedim, de.. baş ucundayım , de..
Ayfer Tunç..
Hep iç burkan, duyguyu direk geçiren, hissettirebilmek kelimesinin manasını tam anlamıyla yaşatan, her bitirdiğim kitabının ardından; " Içim haşat oldu resmen, bir süre Ayfer Tunç okumamalıyım.." diye düşünmeme rağmen, özleyip kısa sürede başka bir kitabına başladığım, sohbet eder gibi yüreğime akan, nadide bir kalem..
Ve Saklı..
Kısa öykülerden oluşan, özellikle bazıları, bilerek ya da bilmeyerek, en derinlerde sakladıklarımizi gün ışığına çıkaran ve bence çok acıtan bir kitap..
Özellikle iki öykü var ki..anne ya da evlat kaybetmeyen, hayatta bir şey kaybettim diye üzülmesin, dedirtti bana.
Çünkü yaşarsın, yaşadığından daha zoru yok sanarak..
Ve sonra başka bir şey yaşarsın, ancak bu kadar olur, diyerek..
Dayanamıyorum dersin, dayanırsın.
Nefes alamıyorum dersin, nefes alırsın.
Ama eğer ki anneni..ya da evladını kaybettiysen..
Sadece nefes almanın, yaşamak demek olmadığını anlarsın..
Keyifli okumalar..