Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

333 syf.
9/10 puan verdi
En gönüllü ölüm,ölümlerin en güzelidir.MONTAİGNE
Yazar adı:Stefan Zweig Kitabın adı: Amok Koşucusu Türü:Öykü Yayınevi:Can yayınları Çeviri:İlknur Özdemir Yıl:1922 İNCELEME İÇİNDEKİLER 1- Öykülerin özeti 2-Öykülerin kurgu,biçimsel,dil ve konu açısından yorumu 3-Amok kavramı hakkında kısa bilgi ve Stefan Zweig le özdeşleşen Bilinç akışı tekniğinin incelenmesi 4-Kitabın okuyucu ve inceleme sahibine düşündürdükleri 1-Kitap 7 farklı öyküden oluşmaktadır.Sırasıyla; Bir Çöküşün Öyküsü Madalya(Nişan) Avare Amok Koşucusu Ay Işığı Sokağı Leporella Leman Gölü Kıyısında Olay BİR ÇÖKÜŞÜN ÖYKÜSÜ ÖZET Prense Madame de Prie aniden gözden düşmüş,Kral tarafından Normandiya’ya sürülmüştür.Güç ve iktidar sahibi iken geldiği bu köyde hareketli ve eğlenceli Paris’i özlemektedir.Şatafatlı hayatını özlediği için bunalıma düşer ve Madame Prie yıllarca ses getirecek bir intihar planlamaya başlar.7 Ekim de intihar edeceğini ilan eder yaparda .. MADALYA ÖZET Fransız bir komutanın çaresiz halleri..Askerleri Alman ordusunca yok edilir Ormanda korkunç bir gece geçirir.Bir Alman askerini öldürerek onun üniformasını giyinir.Bir Fransız Birliği görür ve sevinçle koşar ,saldırıya uğradığını zanneden kendi ordudaşlarınca üzerinde Alman üniforması olduğu için Alman zannedilerek öldürülür. AVARE Yaşıtları üniversiteye giderken veremediği Yunanca dersi sebebiyle hâla liseye devam eden Liebmann’ın hazin sonu anlatılmaktadır.Bir Yaz günü derse gider ama geç kalır geç kaldığı için hocası tarafından azarlanır arkadaşlarının önünde gülünç duruma düşme durumu yaşar.Hocanında alttan almaması sonucu itiş kakış yaşanır.Liebmann hocayı döver ve sınıfı terkeder ve kendini köprüden atar. AMOK KOŞUCUSU Napoli liman’ından Oceania’ya yolculuk eden birinin yaşadıkları anlatılır.Gemide güvertenin ön kısmında geceleei ortaya çıkan gizemli bir adam vardır.Öyküde anlatıcı ve gizemli adamın geceleri yıldızlar altında viski eşliğinde adamın anlattığı hayat hikayesi işlenir.O zamanlar Hollanda sömürgesi Endonezya’da doktorluk yapmaya gitmiş Avrupalı bir doktor’un yaşadıkları anlatıcı gözüyle anlatılır. Avrupalı doktor Leibzig’de doktor iken çalıştığı yerin kasasına el uzattığı için hükümetçe Endonezya’ya sürgüne gönderilir.Doktor için sürgünü kabul etmesinde para cazip bir etkendir.Orada yerli halk içinde yaşarken Avrupalı İngiliz bir kadın kendisine gizlilik koşulu ile kürtaj olmaya gelir. Doktor görevinin gereği yardım etmek ile kendi kişisel dürtüleri arasında çelişki yaşar.Kadının yüklü bir para teklif etmesine aldırış etmeksizin uzun süredir Avrupalı bir kadın görmeyişini etken göstererek kadına sahip olmak istediğini belirtir.Kadın gururludur ve doktordan kaçar evlidir ve yasak aşkın başına açtığı beladan kurtulmak için Çinli bir kadının içini deşmesine izin verir ve kan kaybından doktorun kucağında can çekişerek ölür. Doktor kendisini kadını ilk gördükten sonra içinde oluşan kadını elde etme dürtüsünden dolayı Amok Koşucusuna benzetir.Kadının tabutu ile beraber mesleğini kariyerini hiçe sayarak gemiye biner.Kendince bir operasyon planlar tabutla beraber kendini de denize atarak intihar eder. AY IŞIĞI SOKAĞI Almanya’ya doğru giderken limana geminin geç yanaşması sonucu Fransa’nın denizci kentinde bir gece kalmak zorunda kalan genç bir adamın dahil olduğu garip hayatların hikayesi.. Anlatıcı,iğrenç bir sokakta bir barda şahit olduğu olayın en dış mandalı bile değilken birden hikayenin içine çekilen hazin kaderini yaşarken bulur kendini..Kör kurşuna gitmek durumu yani.Bardaki yaşlı adam üstün olma duygusuyla hayatının aşkı olduğu farkettiği kadını kaybettiğini farkeder ve bu bardaki adama sokakta durdurarak çaresizce hayatını anlatır çünkü karısını geri döndürememektedir umutsuzca yardım ister anlatıcıdan.Anlatıcı oralı olmaz.Sabahında gemisine giderken karanlıkta o yaşlı adam tarafından bıçaklanarak ölür. LEPORELLA Bilinçsizce patronuna bağlanan taşralı kadının hikayesi. Crescentia, Zillertal’in küçük bir dağ köyünde evlilikdışı dünya’ya gelmiştir.12 yaşından beri hizmetçilik yapmakta ve şu an 39 yaşındadır.İnsanı duygulardan uzak,kadınsı kıvrımlardan mahrum, yıpranmış ve donuk bir kadının hizmet ettiği patron’una bir sohbet esnasında geçmişte ortak bir anının kahramanları olduğunu öğrendiği anda duygularının uyanışa geçmesi ve bir dizi kadın entrikalarının başlamasını konu alan hikaye..Taşralı kadın çok iyi bir hizmetçidir patronuna geçmişte geyik pişirip onunda yediğini tesadüfen öğrenir .Ve bu anı patronuyla duygusal bir bağ kurması için yeterince kuvvetlidir onun için.Patron’un klasik dırdırcı bir karısı vardır ilgisizliğin budalaya çevirdiği evliliği can çıkarma olarak algılamaya başlamış ve senatoryuma sinir tedavisine en sonunda gönderilmiş bir kadın.Patron’da karısının yokluğuna çok üzülerek yatağında birbirinden güzel hatunlarla şehvetli saatler geçirir hizmetçi kadınımız bu duruma içten içe sevinir çünkü patronunu karısı haketmediği halde üzmektedir ve layık olduğu yere kapatılmıştır.Patronun operacı sevgililerinden biri taşralı hizmetçimize ‘Leporella’adını verir.Lâkin patron’un karısı bir gün eve döner ve hizmetçimiz patronunun bekar günlerini yaşamaktan mahrum kalmasına üzülür bir gün gazı açarak karısını zehirler ve olayın intihar gibi görünmesini sağlar.Patron bu eylem karşısında dehşete kapılır evine gelmek istemez Leporellayı görmeye tahammül edemez bir uşak daha tutar ve hizmetçisine emirlerini öyle ulaştırır.Leporella’nın yaptığı iyiliğin karşılığının beklentisinin altında kalması sonucu tüm birikimini ve patronun hediyelerini ona bırakarak evden çıkar bir köprüden Tuna nehrine atlayarak yaşamına son verir. LEMAN GÖLÜ KIYISINDA OLAY Memleket hasretine dayanamayan bir Rus savaş esirinin balıkçı tarafından çıplak gölde bulunması ile diyalogların yaşandığı bir hikaye.Rus esirin dilinden kimse anlamaz bu yabancının en sonunda dilinden anlayan birini bulurlar ve savaşın devam ettiği ülkesine dönemeyeceğini ona anlatmaya çalışırlar.Rus esir ısrarla ülkesine dönmek istemektedir bir sabah gölde esirin cesedini bulurlar. 2- Kitaptaki öykülerin bence kurgu olarak en sağlamı Amok Koşucusu ve Bir Çöküşün Öyküsü... Biçim olarak üslup güzel ve akıcı bir dille yazılmış kelimeler ,cümleler kısa ,anlaşılabilir bir şekilde dizilmiş.. Diğer öyküler için konunun ilgi çekici olmadığını ve heyecan uyandırmadığını düşünüyorum. 3-AMOK :Malezya’da kullanılan bir deyim.Tropikal iklimlerde özellikle erkeklerin yakalandığı çıldırma hali,öfke nöbeti geçirme,sonu ölümle biten kalabalıklara zarar vermeye çalışan intihar eylemi.. Hayatımda duyduğum en ilginç bilgilerden biri bu kelime oldu diyebilirim.. BİLİNÇ AKIŞI:Stefan Zweig ın eserlerinde sıkça kullandığı bir anlatım tekniği.. Kahramanın kafasından geçenler,düzensiz bir şekilde,zıplamalarla,çağrışımlarla,iç hesaplaşmalarla,geçmişle şimdiki zaman arasında,gerçekle hayal arasında anlatılan tadından yenmez bir anlatım tekniği.. 4-STEFAN ZWEİG ÜZERİNE Yazarak yaşam becerisi gösterebilen bir yazar.. “Kendi dilinde artık okunmaz olduğunda hâla bir yazar sayılabilir mi insan? Hayattayken artık yazmaz olduğunda hâla yaşıyor satılabilir mi?” “Peki nereye kaçmalı? Dünya bize kapılarını kapatacak bende yabancı ve düşman olarak hor görüleceğim bir devletin tutsaklığında yaşamayı istemiyorum” “60 yaşımdan sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyacım vardı.Çok sabırsız olan ben,onların önünden gidiyorum.” Bu sözler Zweig ın kendi gönüllü ölme isteğini anlatma çabasının kelimeleridir. “Benim lisanımın konuşulduğu dünya bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum Avrupa’nın kendi kendisini yok etmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer yoktu.” Zweig ın intihar notundan bu sözlerde.. Benim kitap ve Zweig hakkında düşüncelerime geldiğimde,öykülerdeki tüm kahramanlar intihar ediyor hepsi sonunda ex.. Hikayeler 1922 de yazılmış daha Dünya ekonomik buhranı yaşamamış 2.Dünya Savaşı’nı görmemiş ama Stefan Zweig ın öykülerindeki tüm kahramanlar intihar ediyor.Kendisi karısı ile beraber 60 yaşında iken Brezilya’da hazırladığı zehri maden suyu karıştırarak 1942 de yaşamına son veriyor.Yani Stefan Zweigın bence en büyük tutkusu ölüm kendini öldürmek..Adeta hayatını bu sonla taçlandırıp zevk alıyor bunu senelerce eserlerinde bilinçli bir şekilde işlemekten.. Kendisini intihara sürükleyen nedenleri farkındalıklı bir bilinçle çok güzel ifade ediyor ve doğru değerlendirildiğinde hayatta kalmak için kaçmak dahil tüm yapabileceklerinizi yapıp başarısız oldunuz,60 yaşına da geldiyseniz intiharınız affedilir olabilir diyor sanki..Ben öyle hissettim.Bu yazar ın eserlerini okumadan önce muhakkak ama muhakkak genç dimağların özellikle ya da iradesi sağlam olmayan defresip yapıdaki okuyucuların yazarın hayatını hâkim seviyesinde bilmeleri gerektiğini düşünüyorum.Çünkü çok etkileyici ve hayran bırakan bir dili var öykülerindeki kahramanları sonunda kendini öldürseler de saygınlık duygusunu hissettirmeyi bir çoğu başarabiliyor.Bunda en etkileyici sebep kahramanların hayat hikayelerinin çok sağlam olması,ilgi çekici ve uç olabilecek yaşantılara sahip olmaları.Zweig ın yaşamı buna tek başına örnek diye düşünüyorum. Stefan Zweig ın başta Amok Koşucusu kitabı olmak üzere kullandığı lezzetli,heyecan verici bilinç akışı olarak adlandırılan anlatım tekniği sayesinde zevkle okunacak psikolojik tahlilleri zirve ve felsefik doyurucu eserleri olduğunu düşünüyorum. Yazarın hayatı bilindiğinde eserlerinin daha iyi anlaşılacağını unutmayarak Amok Koşucusu kitabını tüm okuyuculara öneriyorum. Saygılar️🧚‍️
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Can Yayınları · 2017111,3bin okunma
··
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.