Bir nevi kutsal taşıyıcı olan türban, sosyal statü ilişkilerini ve önem verilen değerleri topluma alenen göstermenin ve dayatmanın yoluydu. Türban savunucuları, söz konusu bez parçasının kadınların koruyucusu olduğunu ve onları cinsel bir mal olarak görülmekten alıkoyduğunu iddia ediyorlardı. Bununla birlikte, özgür ya da özgürleşmek isteyen kadınların penceresinden bakıldığında ise türban, kadının kamusal alanda haksızlaştırılmasının sembolüydü. Toplum içinde türbanı dayatan ahlak polisinin davranışlarına bakıldığında, söz konusu kontrol fonksiyonu daha net anlaşılmaktadır. Gayet kültürlü ve eğitimli kadınların sırf türban takmadıkları gerekçesiyle güpegündüz caddenin ortasında, okumayı ve yazmayı zar zor beceren örümcek kafalı bağnaz erkeklerin saldırılarına uğradıklarına bizzat şahit oldum.
...
Cahil erkek takımının, kültürel anlamda kendilerinden daha üst seviyede olan kadınlara saldırıları, farklı Yüce Diktatörlerin rejimlerinde tekrarlanmış bir olaydır.