Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Herkes bilir ki, yıllar geçip giderken, zaman denilen o tuhaf şey, altıncı ya da küçük ayak parmağı gibi ucube bir on üçüncü ay doğurarak, öteki, farklı, mirasyedi yılları peydahlar. Ucube kelimesini kasten kullandık. Zira bu on üçün­cü ay genelde olgunluğa erişemez. Geç yaşta anne olan bir kadının çocuğu gibi bu ayın büyüyüp gelişmesi de geri kalır. Kambur bir aydır bu. Yarı solmuş bir fidandır. Gerçek değil, gelip geçici bir şeydir. Bütün suç, yazın bunak taşkınlığındadır. Onun şeh­vetli ve gecikmiş canlılık gayretindedir. Bazen ağustos ayının geçip gitmesine rağmen yazın yaşlı, kalın gövdesi alışkanlıkla üretmeye devam eder. Onun çürümüş gövdesinden bu aptal, kısır, mızmız ve yaramaz günler filizlenir. Sonradan akla gelerek eklenmiş gibidirler. Bodur, boş ve işe yaramaz günlerdir bunlar. Şaşkın, ol­dukça gereksiz beyaz günlerdir. Düzensiz ve dengesizce filizlenirler. Bir canavarın parmakları gibi birleşik ve bi­çimsizdirler. Bükülerek yumruğa dönüşürler.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.