Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

57 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Hayatta bazı şeyleri ölçer, tartar, düşünür, inceler ve reddedersiniz. Ama bunların bazıları bir kenara konmalarına neden olan eksik ve çarpıklıklarının yanında öyle parlak nüveler barındırır ki; zaman zaman dönüp yeniden bakmak, bir daha düşünmek istersiniz: Belki ben değişmişimdir, belki o değişmiştir, belki daha önce göremediğim bazı şeyler vardır, belki... İşte anarşizm benim için böyle bir ideoloji... Ama her yeniden bakışımda, önceki kararımı yeniden teyit etmekten öteye geçemiyorum. Coşun, enerjik, kararlı, ruh ve iradeye dayalı bir özveri ile dolup taşıyor tüm anarşist metinler... Hepsi tutkulu, hepsi yırtıcı ve hepsi sonsuz bir adanmışlıkla damgalı... Ama bu tutku, bu irade öylesine temelsiz bir kırılganlığa; öylesine köksüz bir zorlamaya dayalı ki... Hayatın gerçekleri karşısında savrulup gitmeye mahkum oluşu öylesine bariz ki... Şöyle ifade edeyim; genç bir insanın umudu çok değerli bir şeydir. Hepimizin içinde güzel şeylere dokunur. Ama orta yaşı geçmiş, bir çok badireleri ve yılgınlık sınavlarını atlatmış bir insandaki umut ile; hayatın acı gerçekleri ile henüz yüzleşmemiş birinin umudu, aynı umut değildir ve bizde ikisi de aynı etkiyi bırakmaz. Anarşizm gerçekliği öylesine idealist bir noktadan yorumluyor, olguları öylesine hayali ve kurgusal bir şekilde kavrıyor ki; o coşkun duyguların hepsi daha ilk rüzgardan havaya savrulacakmışçasına kırılgan görünüyor gözüme.... Sanırım biraz da bu sebepten, sadece gerçeklerden uzaklaşıp hayali dünyasında yaşamayı başarabilenler anarşist kalabiliyor... Çünkü gerçeğin çölünde anarşizmi besleyebilecek hiçbir gıda mevcut değil... Oysa hayatı değiştirmek için çölde yetişen bitkilere ve gerçeklerden beslenen tutkulara ihtiyaç var... Bu uzun tatilde okuduğum bu kısa kitapçığın yazarı Amerikalı bir kadın anarşist; Emma Goldman'ın da övgüyle andığı Voltairine De Cleyre! Kitabında farklı anarşist öğretilerin ortak noktalarını vurgulamaya, hepsinde benzer olan özü yakalayıp kendi aralarında birlik duygusunu temellendirmeye çalışmış. Bunu yaparken amacı, doğrudan eylem çizgisini savunabilecek yegane öğreti olduğunu düşündüğü anarşizmin parçalı haline son vermek... Yazar anarşistler arasında ortak noktaların ayrı noktalardan daha önemli olduğu tezini bence başarı ile kanıtlıyor. Ama bu ortaklığın idealist bir temele dayalı olduğu noktasını da benim açımdan ispatlamış oluyor. Diğer yandan 'doğrudan eylem' ile 'siyasal eylem' arasına çektiği kalın duvar, kendisinin idealist olduğu kadar diyakektik fakiri olduğunun da göstergesi. Ama yalnızca bu duvar aracılığı iledir ki doğrudan eylemi sadece anarşist ideolojiye mal edebiliyor. Oysa gerçeklik bundan çok daha derin ve doğrudan eylem anarşizmin dar sınırlarından çok da ötelere uzanıyor, taa siyasal eyleme kadar ;) İçindeki tutkuya saygı duyduğum bu ideolojiyi okumaya devam edeceğim... Bir Marksistin en çok da gençlerden, toylardan, hayata hesapsız kitapsız balıklama dalanlardan ilham alması gerektiğinin bilinciyle yapacağım bunu...
Anarşizm ve Doğrudan Eylem
Anarşizm ve Doğrudan EylemVoltairine de Cleyre · Altıkırkbeş Yayınları · 201589 okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.