‘yola çıkmalı, yola çıkmalı, yola çıkmalı…’
uzağa, en uzağa, orada varacağın kendine yola çıkmalı…
uğurlayıp kendini, kendine yola çıkmalı…
bulduğun eski sen olmasa da, geride sadece sen olmasa da, yola çıkmalı…
adım atmalı…
bir varmış, bir yokmuş, bir var’mış, bir yok’muş…
yok’ta takılı kalmadan, var’a gitmeli…
‘yola çıkmalı, hemen, hemen…’
‘günlerden ve mevsimlerden, varlıklar ve ülkelerden çok sonra’,
var’malı, var’da kalmalı…
ama şimdi, hemen, hemen…
‘yola çıkmalı, yola çıkmalı, yola çıkmalı…’
‘Haydi bakalım! Yürüyün benimle, sırtımdaki yük, çöl, can sıkıntısı, öfke…
Hoşça kalın ham hayaller, ülküler, yanılgılar!