Gönderi

Allah sapkınlığı ile baş başa bırakmış ise onun için artık kurtuluşa çıkan bir yol da yoktur.(Şura,46) Buradaki onun için bir yol yoktur sözü, onun için bîr delil yoktur mânasına gelebilir. Yani Allah sapkınlığı ile baş başa bıraktığı birinin, “Sen beni saptırdın” diye bir gerekçesi olamaz. Çünkü Allah onu ancak sapıklığı tercih edeceğini ve o yolu seçeceğini bildiği için saptırmış, yani ona tercih etmiş olduğu yolu açmıştır. [Birincisi,] bu hususta esas olan, hiç kimsenin, isyan etmesine ve sapıklık yolunu tercih etmesine Allah’ın iradesinin, kaza ve kaderinin sebep olduğunu söyleyerek bir gerekçe ileri süremeyeceğidir. Çünkü hiç kimse yaptığı bir isyan fiilini işlediği vakit, Cenâb-ı Hakk’ın onu hükmettiğini yahut irade buyurduğunu veyahut takdir ettiğini veyahut da kendisini saptırdığını söyleyemez. İnsan o fiili işlediği vakit, Allah onu istediği ve irade buyurduğu yahut kaza ve kaderinde yazdığı için yapmamıştır, ancak kendi arzu ettiği ve istediği için yapmıştır. Dolayısıyla böyle bir gerekçe gösteremez. Hatalardan korunma ancak Allah’ın yardımıyla mümkündür. İkincisi, onun böyle bir gerekçe göstermeye hakkı yoktur, çünkü o da bilmektedir ki istediği ve tercih ettiği bir fiili yapmakla onun aksini yapmak arasında serbest bırakılmış ise onun aksini yapmak ve tercih ettiği fiili terketmekte de serbesttir. Öyleyse nasıl böyle bir gerekçe ileri sürebilir. Başarıya ulaştıran sadece Allah’tır.
·
5 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.