Okurken hüznün berraklığını, acının sarmalanışı, betimlemelerin dünyasında dolaşarak bozkırlarda, dağlarda bulunup seyre dalışı hissettim.. .
.
.
Aytmatov bu öyküsünde soğuğu, karı, donu, çaresizliği öylesine betimlemiş ki, hepsi birden insanın iliklerine kadar işliyor. Tarlayı sürecek atların durumu, Sultanmurat'ın çaresizce ağlayışını okurken insanın içi cız ediyor, kendinden utanıyor. .
.
.
Baharın gelişini betimleyen satırlarda ise insana gerçekten baharı yaşatıyor. Savaşın arka planında kalan halkın çaresizliğini, hayata tutunma mücadelesini anlatan acıklı bir öykü...