Epikurosçular, mutlu olmamız için boş inançlarımızdan kurtulmamız, hayatımızı zehir eden temelsiz korkularımızı bir yana bırakmamız gerektiği düşüncesindeydi. Onlara göre bu boş inanç veya temelsiz korkuların başında ise iki şey gelmektedir: Ölümden sonra yaşayacağımız ve tanrıların dünyayla, bu arada özel olarak bizimle yakından ama esas olarak olumsuz bir yönde ilgilendikleri düşünceleri.
Stoacılar ise bunun tam tersi bir anlayışa sahiptir: Onlar mutluluğumuz için bu dünyanın her şeyi bilen, her şeyi planlayan bilge ve akıllı bir varlığın elinden çıktığı, gerek bütününde gerekse parçalarında uyumlu ve mükemmel olduğu, hatta mümkün olan en mükemmel bir dünya olduğu görüşüne sahip olmamız gerektiğini düşünmektedirler.