"Alman gelin karalahanadan bir kaşık alıyor, güçlükle yutuyor. Şu ağır kokusu olmasa belki birkaç kaşık yiyebilirsi ama mümkün değil. Gülümsüyor. Köylü kadının iyi niyetine, hiç mecbur olmadığı hâlde kurduğu sofraya minnettar. Ama Avrupalı o, yapmak istemediği bir şeyi yapmıyor. Karalahana çorbasını olduğu gibi bırakıyor. Çocuğun yaptığını yapıyor, mısır ekmeği ile yoğurt yiyor."