Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Gece Avı
Uzun bir aradan sonra ilk defa buradayım. Arada bir yokluyor olmama rağmen hiç tanınmamışçasına yeniden yazıyorum. Bu inceleme okunur mu bilmem, kimlere ulaşacağını da bilemem. Hatta belki hiç okunmayacak ve bir köşede kalacak. Neyse canım, en azından arada kendi yazdığım şeyleri okursam zihnim kitapla ilgili bilgileri taze tutar herhalde. Okuduğum 12. polisiye romanım. Ama "zirvedeki tek roman" demek yanlış olmaz. Çünkü evet, benim için "zirvedeki tek roman". Üzgünüm sevgili Tess Gerritsen, ama sevgili Robert seni tahtından etti. Tess Gerritsen'e ait 9 seriyle ilgili roman, 1 tane de seriden bağımsız roman okudum. Hiçbir zaman kafamı bir yazara böylesine takmadım. Ama bir süre sonra okuduğum kitapların karpuz çekirdeğinin o yersiz tadı vermeye başladığını hissettim. Yeni soluklara ihtiyacım vardı. Gece uyumadan önce zihnimi rahatsız edecek yeni kurgulara ihtiyacım vardı. Yatmadan önce korkmamı sağlayarak bundan tuhaf bir haz almamı sağlayacak yeni bir kitaba... Buldum da... Dün otobüs yolculuğu sırasında hazır kalabalık da varken korkmadan okumayı düşünebileceğim GECE AVI ile karşılaştım. Ve az önce bitirme şerefine de nail oldum. Erika Foster -yalnız dikkatinizi çekerim c ile değil k ile yazılıyor- başmüfettişimiz. Girdiği bir operasyondan sonra kocasını ve dört meslektaşını yitirmiş yaralı bir polis. Lakin bunu iş hayatında bir şekilde kamufle etmeyi başarabiliyor. Tek sorun sabahları uyanınca aradan iki sene geçmesine rağmen ölen kocasınım varlığını yanında hissetmek istemesi. Eh, ölümlü kalımlı dünya... Dört tane maktül, bir katil. Katil, gerçekten katil mi acaba ? Bu ne saçma bir soru diyebilirsiniz ama bu soruyu yöneltmek de fayda var. "Seri katiller"in bazılarının cinsel sapkınlığı olabiliyor, inandığı dini mitolojik ögelerden etkilenebiliyor, şeytana taparak insanları öldürebilecek sebepler bulabiliyor, vücudunda kalıtımsal olarak genetik bir bozukluk barındırabiliyor, içinde bulunduğu toplumsal koşullardan etkilenebiliyor ve insanlardan intikam almak isteyerek cinayetlerine başlayabiliyor. Herkes için önemsiz gözüken ama birilerine bireysel anlamda acı veren küçücük bir olay dört kişinin hayatının sonlanmasına yetebiliyor. Kimse durduk yere kötü olmaz sözüne genel anlamda inanan birisiyim. Ve insanların bulunduğu kabın şekline göre yetiştiğini de sonuna kadar savunabilirim. Buradaki katil için de durum tam olarak buydu. Sen gerçekten katil misin Simone Matthews ? Hayatın boyunca seni itip kakan insanlardan daha mı canisin ? Ya da okuduğu kitaplardan etkilenip seni soyarak küvete yatırıp karnına, göğüslerine kaynar su döken kocan Stan'den daha mı aşağılıksın ? Doktora gittiğin zaman kaynar sudan iltihaplanan yaralarını doktor Gregory Munro'yu anlattığında sana inanmayan ve senin akıl hastanesine yatmana sebep olan o doktordan daha mı vicdansızsın ? Ya da küçük bir kız çocuğuyken gözyaşlarını haber yaparak kariyerinde basamakları bir bir tırmanarak gazeteci ve çok yakışıklı Jack Hart'tan daha mı duygusuzsun ? Ve son olarak... Kadınlarla ilgili seri cinayet romanları yazarken kadın karakterlerine yaptığı işkencelerden okurlarına ilham veren ve senin yanmana sebep olan Stephen Linly'den daha mı karanlık bir zihne sahipsin ? Yazar Robert'a bakıldığında kendisinin bir erkek olmasına rağmen "katil bir kadın" zihnini yansıtması beni kitaba çeken başka bir etkendi. Aynı zamanda kitabındaki Isaac Stronger... Kendi yaşamından da bir parça kattığını düşündüğüm karakterdi. Duygusallığını sevdim Bay Stronger.
Gece Avı
Gece AvıRobert Bryndza · Yabancı Yayınları · 2017584 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.