Fatihanın ayetlerinin üçü Allah’ın, diğer üçü ise Resûl’ün dilemesiyledir. Ortaya da bir tek ayet kalıyor. O da bizim, yani Resû-lullah’ın ümmetinindir. Bismillahirrahmanirrrahim: “İyya kena’büdü
ve iyya kenestain” “Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız
senden yardım dileriz.” Fatiha Suresi’nin önemini uzun uzun anlatmaya kalksam bitiremem. O kadar önemlidir ki onsuz namazckılınmaz, dua edilmez. Bunun kıymetini bir idrak edebilirsek, hayatımızco kadar güzel, o kadar kolay olacak ki buna inanın.Allah’ıncvadettiği o güzellikler Kaf Dağı’nın arkasında değil aslında yanıbaşınızdadır. Rabbimiz bir kardeşimize ilham ederek yazdırdığı bir şiirinde: “Allah hep senin yanındaydı ama sen idrakten
uzaktın” diyor. Bakar mısınız? Kur’an’da Rabbimiz “Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız.”(114) diyor. Şah damarı öyle bir damardır ki kesildiği zaman üç, dört saniyede insan ölür. Ama
Allah “Ben size şah damarınızdan da yakınım.” diye buyurmaktadır. O, bizim kalbimizde, ruhumuzdadır. Ruh, Allah’ın bir zerresidir, Allah’ın bir nurudur. Biz bu dünyaya yeme içmeye, eğlenmeye, eş, çoluk çocuk sahibi olmaya, mal mülk edinmeye gelmedik. Bunları da nasipte olduğu kadarı ile yapacağız. Elbette
bunlar da bizim görevlerimiz ama bunları yaparken aslî görevimizi, Allah’ın nuru olan ruhumuzu yüceltmeyi unutmayacağız. Nefsimizi ezmek, ruhumuzu yüceltmek demektir ve bunu yapmak bizim aslî görevimizdir. Ruhumuzu ise aklımıza her geldiğinde
Rabbimizi zikrederek yüceltebiliriz.