Bir bölümde bedbaht bir aşık olarak çıkabiliyor Atatürk karşımıza. Sevdiği birinden mektup alamamanın verdiği üzüntüyü şu sözlerle dile getiriyor mesela:
" Uzun bir zamandan beri kendisiyle haberleşirken teselli bulduğum bir kişinin sessizliğe bürünmesinden, haberleşmedeki kaygısızlığından azap duyuyordum. Bugün o uzun süren sessizliği bozan bir mektubun gelişi, vicdanımdaki azabı dindirdi."