Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları, Ankara Kitap Fuarı’nda görüp aldığım ilgimi çeken bir kitaptı. Öncelikle Tolstoy ve Gandhi’nin mektuplaştığına dair hiçbir fikrim yoktu. Diğer bir yandan Rus Edebiyatı’nın önemli isimlerinden birinin, Hindistan direnişinin en önemli figürü olan Gandhi’yle ne üzerine konuştuklarını da oldukça merak etmiştim… Ve sonunda kendi adıma oldukça bilgilendirici ve fikir verici bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kitap, James D. Hunt’un giriş kısmındaki “Gandhi, Tolstoy ve Tolstoycular” yazısıyla başlıyor. Bu kısım oldukça bilgilendirici. Biz Tolstoy’u sadece ya da genellikle edebi kimliğiyle tanısak da aslında kendisi dini ve siyasi fikirleriyle bir çok kişiye ilham olmuş ve ortaya Tolstoyculuk denen bir düşünce akımı çıkmış. Bunun yanında Tolstoy’un Gandhi’yle iletişiminde en önemli rolü oynayan dönemin çevirmenlerine de yer verilmiş bu giriş kısmında. Ama ben giriş kısmını kitabı bitirdikten sonra okuduğumu itiraf edeyim. Okuduğum mektuplardan kafamda şekillenen düşünceleri sonradan giriş kısmındaki yazıyla karşılaştırmak yazıyı daha kalıcı yaptı benim için. Açıkçası Tolstoy’un bazı fikirlerine oldukça şaşırmakla birlikte kimi zaman yadırgadım. Tolstoy bütün savlarını sevgi üzerinden yapıyor. Ona göre bu dünyada her şeyin temelini kuracağımız şey sevgi. İncil’den de birçok alıntı kullanıyor bunu yaparken. Tüm dinlerin temelinde sevgi olmasına rağmen şiddeti nasıl meşru kıldıklarından yakınıyor. Eski zamanlarda hükümdarlara verilen sınırsız güçlerle bu şiddet meşru kılınırken, günümüzde ‘bilim’i kullanarak insanların bu meşruiyeti sağladığını savunuyor. Açıkçası kendisinin bu kısımdaki fikirlerini oldukça ilginç buldum. Kendi kurduğu temele göre düşünceleri oldukça mantıklı gözükse farklı bakış açılarından yaklaşıldığında birçok yönden eleştirelesi bir düşünce yapısı var bence Tolstoy’un. Ama kısaca özetlersek Tolstoy her imkan ve şeraitte şiddete karşı diyebiliriz. Onun gözünde şiddeti mübah kılan hiçbir durum yok. “Şiddete karşı direnmeme” düşüncesinin sonuna kadar arkasında kendisi. Bu iki insanı bir araya getiren olay ise Gandhi’nin, Tolstoy’un bir yazısında bulunan reenkarnasyon hakkında fikirlerinin halkının inancına ters düşmesi nedeniyle Tolstoy’a gönderdiği mektup. Tolstoy ise cevaben reenkarnasyon hakkında fikrini belirtip, isterse bu kısmı çıkararak yayımlayabileceğini bu konuda hiçbir hak iddia etmediğini belirtiyor. Ardından devam eden mektuplarda Hindistan’ın neden İngiliz sömürgesinin kurbanı olduğunu, bunun suçlusunun ne veya kim olduğuyla ilgili ilginç diyalogları oluyor. Beni şaşırtanın genelde Tolstoy olduğunu itiraf etmeliyim. Biraz önce bahsettiğim üzere kendisi “şiddete karşı direnmeme” düşüncesini savunuyor bu nedenle Gandhi’nin şiddetsiz direnişine bile karşı çıkıyor kimi zaman. Açıkçası buralarda biraz sinirlendiğim ve deyim yerindeyse Tolstoy’un tuzunun kuru olduğunu ve olaylara tek taraflı yaklaştığını düşündüğüm oldu. Sonrasında giriş kısmını okuduğumda Tolstoy’un düşünce tarzına yöneltilen eleştiri de oldukça açıklayıcı oldu: “Tolstoy içten ve bilge olsa da, bütün faniler gibi onun da hatalar yaptığına dikkat çekmek görevimdi. Bunu yapmamın sebebi, Tolstoy’un oldukça karmaşık sorunlar olan mülkiyet, seks ve hükümet gibi meseleleri çokça basitleştirerek çözmesiydi. Bunu da pek basit bir yöntemle, onları tümüyle mahkum ederek ve yadsıyarak yapıyordu.” Mektuplardan sonra kitap Gandhi’nin kurduğu Tolstoy Çiftliklerinden ve orada yaptığı uygulamalardan bahsediyor detaylı olarak, Gandhi’nin ağzından. En sonunda ise Indian Opinion’da (1910) yer alan “Leo Tolstoy’un vefat ilanı” ile bitiyor kitap. Kitap özenli hazırlanmış güzel bir kitap olmuş. Mektupların çevirilerinde kimi zaman anlamına çok aşina olmadığım eski kelimeler ve Tanzimat dönemi eseri okuyormuşçasına cümleler vardı -özellikle Tolstoy’un mektuplarında. Muhtemelen mektuplarındaki ağır bir üslubu bu şekilde bir tercümeyle yansıtmışlar diye düşündüm ben. Sona gelirken, sadece Edebi yönüne ve etkisine tanıdık olduğum Tolstoy’un düşüncelerini ve bu düşüncelerin insanları bu denli etkilemesini öğrenmek ve okumak oldukça keyifliydi. Fakat eserleriyle bugün bile başı çeken Tolstoy’la yüz yüze karşılaşsam çok iyi anlaşamayız gibi geldi bana. Kendisi her daim sevgiyi savunsa da bunu yapış tarzının sevginin doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum ben. Sonuçta anayasaya “Herkes herkesi sevecektir ve ülkenin yönetimine sevgi hakim olacaktır.” diye bir madde eklenmemesinin bir nedeni var… Sonuçta Tolstoy’un düşünceleri teoride mükemmel bile olsa (ki bence değil) pratikte oldukça sıkıntılı olabilir. Diğer bir yandan dediğim gibi üzerine düşünülecek orijinal fikirleri de var bolca. Gandhi’yle ilgili fazla ayrıntıya girmememin sebebi kendisi zaten düşünceleriyle varolmuş düşünceleriyle bilinen bir insan mektupları da bunu destekler nitelikte. Bunun dışında kendisinin Tolstoy Çiftlikleri hakkındaki yazılarını ilgiyle okudum. Yaklaşık 100 sayfada bilgilendirici ve düşündürücü bir kitap. Konuya merakınız varsa tavsiye ederim.
Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları
Tolstoy Gandhi MektuplaşmalarıLev Tolstoy · Vakıfbank Kültür Yayınları · 2018104 okunma
··
165 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, emeğinize sağlık. Mektuplar oldum olası ilgimi çekmiştir. Bir de Tolstoy ve Gandhi arasında olunca daha da ilgi çekici olacağından eminim. Kitaba dikkatimizi çektiğiniz için teşekkür ediyoruz :)
İclâl okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim 😊 beğenmenize ve ilginizi çekmesine çok sevindim.
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Gerçekten ilginçmiş, sayenizde ben de ilk defa öğrendim bu ikili arasındaki mektuplaşmayı. Tolstoy un din, hayat, eğitim üzerine baya kafa yormuşluğu vardır. Hatta Rus toplumunun ihyası için ilk adımın köylü eğitmekle başladığını öne sürer ve okul tarzı işlere de girişir zamanında. Tabii başarısızlıkla sonuçlandığı için umutsuz bir girişim olur. Tolstoy un din veya genel anlamda inanç hakkında düşünceleri için İtiraflarım ve Hz. Muhammed kitaplarına bakmak isteyebilirsiniz belki. İkincisinin yarısı kurmaca gibi dursa da okumakta yarar var bence. Bir de ben okumadım ama İnsan Neyle Yaşar kitabında da din ile ilgili bir şeyler karalamış sanırım. Fikirleri fazla ütopik ve aşşırı pasif durma olayı insanı hasta ediyormuş diye duydum. İlgilenirseniz aklınızda bulunsun :) Emeğinize sağlık.
İclâl okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz ve bilgilendirici açıklamanız için. Kitapları duyuyordum ama içeriklerine pek hakim değilmişim. Tavsiyelerinizi not aldım en yakın zamanda göz atacağım :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Şeyma Bağdat okurunun profil resmi
Bu kitabı daha önce hiç görmemiştim, aldığını da bilmiyordum. Mektupların sahipleri gerçekten ilginç. Tolstoy'un şiddet hakkındaki fikirlerini bilmiyordum fakat üstüne biraz düşündüm. Şiddete karşı dururken gösterilen tepkinin de bir çeşit şiddet olduğunu düşünüyor olabilir. Ayrıca, herkesin şiddetsizliğe büründüğü ve bunu kabullendiği bir yerde şiddet zaten kendi kendini yok eder. Tabii, biraz idealistik bir tarafı var ama yine de bazen kötülüğü görmezden gelircesine hareket etmek kötülüğe yapılmış en büyük direniş de olabilir. Eğer Tolstoy'un politik düşünceleriyle ilgili makale bulabilirsek harika olur :) Ellerine sağlık
İclâl okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim :) hunharca kitap aldığım için o ara gözden kaçmış olabilir tabi :)) Sanırım benim yadırgadığım kısım o idealistik taraf. Bazı düşüncelerinin aşırıya kaçan bir tarafı var gibi geldi bana. Ama bir taraftan da mantıksız çünkü kendisi bir karakter oluşturan ve bunu iyi yapan bir yazar. Yani insanların yönelimlerini, sevgiyi, şiddeti gözlemlemiș kurgularına yedirmeș başarılı bir şekilde. Buna rağmen insanın şiddet eğilimine sadece bahane demesini çok anlayamadım. Direniş kısmında da bence direniş sadece şiddetle olmaz. Şiddetin karşısında farklı yöntemlerle de durulabilir. Aslında Gandhi'nin yapmaya çalıştığı da bu. Tolstoy şiddete şiddetle direnmeye karşı çıksaydı onu anlardım. Ama o her tür direnişe karşı, bunu anlayamıyorum mesela. Bir de sevgi sevgi diyoruz, tamam. Ancak sevgi o kadar kolay ya da düz bir şey değil. Ama işte kitap 100 sayfalık bir şey bu arada kaçırdığım çok şey olabilir o nedenle dediğin gibi o makalelerini bulsak çok faydalı olabilir. Sanırım birçoğu Türkçeye çevrilmemiș ama kitapta İngilizce isimleri vardı o şekilde ulaşabiliriz bence. Hatta bakayım ben bulursam atarım 😉
Feyza okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, ellerine sağlık İclalcim, sıkılmadan okudum. Gandhi ile Tolstoy'un mektuplaşmaları hakikaten ilginç ve daha evvel de duymadığım bir olay. Tolstoy'un romanlarını okumayı çok severim ama ben de fikirlerinin böylesi çığırlar açıp fazlaca etkili olduğunu "Last Station" filmini izlediğimde görmüştüm. Filmi bir film olarak pek beğenmemiş olsam da, Tolstoy'un ölümüne yakın zamanlarını anlatıyor ve kurduğu okullardan bahsediyor. Daha evvel duymadığım bir şey olduğu için bu konuda epey bir ufkumu açmıştı. İzlemediysen tavsiye etmis olayım ama dediğim gibi film olarak pek bir şey vermiyor, fikir vermesi acısından fena değil. Tolstoy'un sevgi üstüne belirttiği fikirleri epey bir ütopik geliyor kulağa gerçekten. Ama bu tarz teoriler ilerleyen zamanlarda oluşan ideolojilere ve akımlara da epey katkı sağladığı için önemli. Bu acıdan bakınca Tolstoy un fikirlerinin etkilerini daha iyi bağdaştırmıştım. Tabii bu benim çıkarımımdı, bununla ilgili öyle akademik bir araştırma var mı bilmiyorum ama Şeyma'nın dediği gibi bir bakmak gerek. Tekrar harika bir inceleme olmuş, daha nicelerini bekliyoruz :)
İclâl okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Feyza 😊😊 Filmi hiç duymamıştım bir ara bakacağım ona da, fikrim olsun. Bu kitabı okuduktan sonra Tolstoy'un hayatıyla ilgili (özellikle son dönemi) yazılar okudum ben de. Ailesini neden terk edişi, aşırıya kaçan fikirleriyle kiliseden uzaklaștırılıșı ve o dönem yazdığı eserler gibi... Ben Tolstoy'un Diriliş kitabını okumuştum. O da bu dönemde yazılan ve tepki çeken bir kitapmıș ama ben onu oldukça sevmiştim. Orada okuduklarım o kadar da ütopik gelmedi, düşüncelerini yansıtıșı oldukça reeldi. Işte sanırım o yüzden dediğin gibi daha detaylı incelemek lazım. Konuşuruz yine üzerine 😊
Rana okurunun profil resmi
Baştaki bilgilendirici kısmı sonradan okumanız çok isabetli olmuş, beni sıkmıştı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.