Gönderi

Öyleyse bu köpek tutkusu nereden geliyor? Benzeri pek çok özenti gibi Batılı hayat tarzından geliyor. Ama korkarım, içine girdiğimiz sistem, sonunda bizim yaşlı kuşakları da o yağmurlu, ıssız parkların ortasında köpeğiyle baş başa bırakacak.
Sayfa 32 - Dergâh Yayınları, Köpekli Adamın Yalnızlığı, Mustafa KutluKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Star Dust okurunun profil resmi
Pek de alakası var mı bilemedim?
Muharrem Okumuş okurunun profil resmi
Sanırım tam bir alaka kurulabilmesi için hikâyenin tamamını paylaşmam gerekiyordu. Hikâyenin tamamı: KÖPEKLİ ADAMIN YALNIZLIĞI İhtiyar adam yağmurdan ıslanmış park yollarında köpeğini gezdiriyordu. Küçük süs köpeği dışarı çıkmanın zevkini iyicene pekiştirmek için olmadık numaralar yapıyor, arada bir sahibinin bacaklarına sürtünüyor, her gördüğünü kokluyor, her ağacın altına sinmeyi ihmal etmiyordu. Yaşlı adam bazen dalgınlıkla köpeğin ritmine uyduğunu kavrıyor, o zaman nefes nefese kaldığını anlıyor, tasmayı çekerek köpeği uyarıyor, sonra uzun oturuşları için uygun bir tahta sıra araştırıyordu. Sonunda aradığı sırayı buldu, ağır ağır yanaştı, etrafı kokladı, belki yanına bir insanoğlu daha gelir oturur umuduyla sıranın bir yanını boş bırakacak şekilde çöktü. İri camlı gözlüklerinin arkasından, dağılıp giden sonbahar yapraklarına, solan çiçeklere baktı. İleride, araçların geçtiği caddeye yakın bir yerde, sekiz on yaşlarında bir kız çocuğu elinden kaçan topun peşinden koşuyordu. Kızın mısır püskülü gibi sarı saçları ihtiyar adarm alıp yuvasına götürdü. Onun da bir zamanlar böyle küçük, sevimli, sarışın bir kızı vardı. İş dönüşlerinde kız çocuklarına has sokulganlıkla boynuna sarılır, güneş yanığı çilli burnunu ucundan öpmesi için babasına uzatırdı. Eşinin mutfakta uğraştığına dair, tabak-çatal sesleri yankılanır; oğlanlar çantaları omuzundan kaymış, kıravatlar kaykılmış, terli perçemleri alınlarında gürültülü kahkahalarla odaya doluşurlardı. Ya şimdi... Etrafında derin bir sessizlik. Eşi dünyasını değiştirmişti. Çocukların her biri hayatın rüzgârı ve sistemin dayatmasıyla ayrı ayrı yerlere savuşmuşlardı. Bazen bir telefon, bazen kısa bayram ziyareti, bazen aylarca süren sessizlik. Akrabalar ve aile dağılmıştı. Ölenler ölmüş, ölmeyenler kendilerine güvenli bir yer bulmaya çalışmışlardı. Arkadaşlardan ve komşulardan dahi kendi yaşında sanki kimseler kalmamıştı. O zaman işte bu küçük köpeğin sıcaklığına sığındı. Karanlık ve sessiz evinde ömrünün geri kalan günlerini, biteviye hep aynı solgunluk içinde doldurmaya çalışıyordu. Arada bir evinden çıkıyor, köpeği gezdirme bahanesiyle bu parka kadar yürüyordu. Parkta kendisi gibi yalnız ve köpekli ihtiyarlarla karşılaşıyordu. İnsanlar büyük kalabalığın, koca binaların, uğuldayan şehrin ortasında nasıl böyle yalnız kalıyorlardı? Bu yalnızlık temelde felsefi problemler ve hayata bakış açısıyla bizden çok Batılılara mahsus bir şeydi. Onların ve kurdukları sistemin ürettiği bir şeydi. Zenginlik vardı ama, yalnızlıkla birlikte. Dolaylsıyla köpeklere ilgi artmıştı. Köpeklerin oluşturduğu bir dünya yaşlılarla birlikte dizayn ediliyordu. Son yıllarda ülkemizde de süs köpeği edinme tutkusu yaygınlık gösteriyor. Doğu bloku ülkelerinden getirtilen, ucuza satılan cins köpekler, daha ziyade bir özenti olarak evlere girmeye başladı. Mısır Çarşısı yanındaki Çiçek Pazarı’nda, sağlıksız şartlar altında bu küçük yavru köpekler kafeslere konulmuş olarak müşteri bekliyorlar. Henüz köylülükten sıyrılıp şehirlere doluşmaya başlayan halkımız, köpeği köyde, sürünün başında veya evin avlusunda algılamaya alışmıştır. Ev içinde köpek bulundurmak makbul bir davranış değildir. İnsanımız, aile yapımız, hayat anlayışımız, inançlarımız yaşlıları yalnız bırakmaya elvermez. Ana-babasına yaşlı günlerinde bakmayarak onları huzurevlerinin bir köşesine terk etmiş olmak geleneklerimize ters düşen bir davranıştır. Bu sebeple bizde mutlak mânada yalnızlık düşünülemez bile. “Yalnızlık Allah’a mahsustur” diye bir söz vardır. Öyleyse bu köpek tutkusu nereden geliyor? Benzeri pek çok özenti gibi Batılı hayat tarzından geliyor. Ama korkarım, içine girdiğimiz sistem, sonunda bizim yaşlı kuşakları da o yağmurlu, ıssız parkların ortasında köpeğiyle baş başa bırakacak.
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.