“Isıtmayan bir güneş,ıslatmayan bir yağmur,üşütmeyen bir rüzgar vardı dışarıda.”
Ama kadın bu havaya inat bir adamın rüyalarını,sıradan gerçekliğini,günlük telaşsız telaşlarını okudu. Gülümsedi, birkaç yerde içten güldü, incelikli anlatımını inceden inceye sevdi.
Karakterin Kumandan adındaki kumanda dükkanını sahiplendi, ‘ah Canan sen neymişsin’ serzenişinde de bulundu..M.K Perker’in çizgilerini pek yakıştırdı bu novellaya..
Velhasıl kadın bu kitabın devamı olsa da okurdu keyifle~
.
Ben neden daha önce Hakan Bıçakçı ile tanışmadım? Ki kendisinin iki kitabı kitaplığımda..Seveceğimi de bilmeme rağmen.. İnandığım bir şey var: insanlar gibi kitaplar da doğru anda, en doğru biçimde karşınıza çıkmayı bekliyorlar. Geldikleri gibi gitmek istemediklerinden..