Hani komşularınızın arasında kendi haline yaşayan, elinin lezzeti yemeğine geçen, görmüş geçirmiş bir hanımefendi vardır ya, o benim için bu kitaptaki öyküleri anlatan kadın işte. Anlatırken çayı tazelemek için yerinden kalkınca öyküye ara verecek diye bir sonraki çayı daha yavaş içtiğim, aramızdaki gizli mesafeden dolayı mutfağına giremediğim ama hayatı hakkında bir şeyler öğrenebilmek için evini eşyalarını incelediğim abla...
Çok hayattan, çok ikinci el eşya kokulu, eski bir şarkıyı duyar gibi insanın yüreğini inceden çizen öyküler.
İyi ki yazmışsın bu kitabı Şermin Yaşar, anlıyoruz ki acı çekmenin de bir adabı var.