Katılmadığım,müslüman kimliğimize ters düşen bir iki şey olmasi dışında kitabı çok sevdim
Meselâ yazarın bir iki olayda üstünde durduğu"benliksizleşmek"ve bağımsız bir benlik gerekliliği ve bu uğurda sonuç kendi mutluluğumuz ise benliğimiz uğruna kimseyi düşünmeden hareket etmenin doğruluğundan, "biz" i korumak için "ben" i feda etmenin yalnis olmasi...gibi düşüncelerine katılmıyorum.
Elbette ilişkilerimizde benliğimiz,düşüncelerimiz ve tavrimiz olacak ama Kuran-ı kerim de defalarca geçen sabır tavsiyesini unutmadan!! bencilleşmeden!! "Allah sabredenlerle beraberdir" (bakara153) âyetini unutmadan! Kibrin ve hep "ben" demenin şeytanın tuzağı olduğunu unutmadan!!!
Kitabın konusuna gelince; yazar öfkenin zannetigimiz kadar kötü birşey olmadığından,sadece doğru şekilde yönlendiremediğimiz için çıkan sorunlardan,çözüm yöntemlerinden bahsediyor.(Kendi hayatı ve terapiye gelen insanların hayatları ile örneklendirerek)
İlk olarak hepimiz öfkemizde hakliyiz öfke bir his ve hepimizin herseyi hissetmeye hakkı var. Yapmamiz gereken öfkeden kaçmak yerine kaynağına inmek olmalı diyor yazar.
Burada kitaptan can alıcı bir cümleyi yazayım; "öfkelerini etkin olmayan bir şekilde ifade edenler sonunda öfkelenmeye hiç cesaret edemeyenler kadar acı çekeceklerdir"