Zebercet! Erken acmis gözlerini dünyaya, el kadarlığından almış bu ismi. Yedi aylık doğmuş Zebercet, sabırsızsın demişler, sabrı öğrenmiş, sükuneti, kendince yaşamayı kendince tutunmayı hayata. İçinde kaç kuşak yaşamış, savaşı görmüş, yangınlardan çıkmış gösterişli bir konağın cumhuriyet sonrası otele dönüşmüş Anayurt otelinin de sahibi, nasıl bir sahiplikse bu isminde bile bir anlam var sanki Anneden dededen dayılardan ve anılardan bir otel kurulmuş, almış yurt etmiş hükmetmiş oteline elinden geldiğince anılara kaçmış biraz kendi içine. Onca yük, gecmis yaşantılar, tatsiz anılar. Uzandığı her yatağın tavana ilisen vizorunde zihninde canlanan onca şey.. Olay bu değil tabi bu bir çerçeve büyük resimden etrafa yayılan bir çerçeve.. Herkes gidip de yalnız kalınca Zebercet bir yardımcı kadın alır yanına, her türden müşterisi vardır lakin bir gün bir kadın gelir otele kadının geleceğini umarak gidişine üzgün onu bekleyerek geçirmeye başlar günlerini, bekleyiş bir yere doğru gitmenin farklı biçimi olsa gerek, biraz eskimek çürümek demek belki. Zebercetin anlaşılmayan tuhaf hastalığı ailenin etrafın ve anıların ona yüklediği travmatik durumlar bir bir nuksetmeye başlar... Bekleyişler, bekleyişlerde kayboluşlar, farklı eğilimler ve cinsel psikozlar dikkat çeker. Zebercet otelde güvendedir geçmişiyle kendisiyle ama dışarda aynı dengeyi ve güveni sağlayacak mıdır kendisine. Beklediği gelecek midir yoksa gelmeden kendisi beklemediği bir sona mı suruklenecektir. Kitabı okuduğunuzda göreceksiniz. Yusuf Atılganin tahlil ve psikolojik çözümleme gücüne Aylak Adam da hayran kalmıştım. Gerek öğrencilik yılları, Ahmet Hamdi Tanpınar ile iletişimi ve etkisinde kaldığı Faulkner, Marcel Proust gibi yazarlara baktığınızda kitaptaki çözümlemeler, karanlıklar size çok tanıdık gelecektir. Şimdiden keyifli okumalar.

Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,9bin okunma

·

6 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Simge...