Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İçlerinde Nobel Ödülü de olmak üzere uluslararası pek çok ödüle layık görülen V.S. Naipaul'un ülkemizde (çevrilen kitap sayısına bakaraktan) çok fazla ilgi görmediğini söylemek zor olmasa gerek. Üstelik çevrilen kitaplarının yarıya yakınını artık sadece ikinci el kitapçılarda bulmak mümkün. "Miguel Sokağı" yazarın az bilinen kitaplarından biri. Genel olarak kitaplarını biraz sıkıcı bulsam da bence en yaşam dolu kitabı bu. Yazar kitaplarında genel olarak unutulmuş insan ve yerlerin kaderi hakkında yazmayı tercih ediyor. Romanları daha çok gelişmekte olan ülkelerde geçer. Bu romanda ise mekân yazarın doğduğu yer Trinidad ve Tobago'dur. Olaylar İkinci Dünya Savaşı yıllarında geçer. Bir yönüyle kitap yarı otobiyografik özellikler taşıyor. Diğer kitaplarına nazaran bu kitapta pek çok karakter karşımıza çıkıyor. Kitap, yazarın yaşamına dair 17 bölümden oluşuyor ve her bölümde ana bir karakterimiz var. Ana karakterler bir sonraki bölümde yan karakter olarak da karşımıza çıkabiliyor. Son bölümde hepsi bir araya gelerek, kitap boyunca adı gizlenen, olayları birinci tekil şahısla anlatan yazarımızı Londra'ya uğurlamak ve kendisine hediyelerini sunmak için toplanırlar. Böylece pek çok anlatı birleşmiş ve ortaya ilk başlarda pek de roman havası estirmeyen kitap roman kimliğine kavuşmuş oluyor. Karakterlerimiz pek çok yönden ortak özelliklere sahip. Hepsi öncelikle Miguel Sokağı'nda yaşar. Karakterlerin neredeyse tamamı erkektir ve çoğu fakir, sıradan ve bilhassa maçodur. Maçoluk kavramı da kitap için ayrı bir incele konusu olabilir. Erkeklerin kadınlarla olan ilişkileri pek de iyi değildir, genelde kadınlarına kötü davranan ve fiziksel şiddete başvuran karakterler tasvir edilir. İlginçtir ki kitapta genelde kadınlar çalışır, her işi onlar yapar; erkekler de hayatın sefasını sürerler. Her bir karakterin ayrı ayrı hayalleri ve umutları vardır ama bunları gerçekleştirmek için verdikleri mücadeleler hep hüsranla sonuçlanır, gerçekleştirebilenler de bunu kısmen başarmış olurlar. Bu sokaktan yazar haricinde kimse kurtulmayı başaramaz. Yazar kitap boyunca genç bir delikanlı kimliğiyle karşımıza çıkar ve burs kazanarak İngiltere'ye okumaya gider. Bir anlamda hayallerini gerçekleştirebilen tek kişi kendisi oluyor. Tasvir edilen karakterlere baktığımızda çoğunun söylemleri ile eylemleri arasında ciddi farklılıkların olduğu kolayca göze çarpar. Bay Popo adındaki marangoz çok çabalamasına rağmen ortaya bir eser çıkarmaktan çok uzaktır, Man-man adındaki karakterimiz kendini Mesih İsa ilan edip, taşlanması ve çarmıha gerilmesini istediğinde son anda sözlerinden vazgeçer, amacı çok büyük bir şair olmak olan ve adını ünlü şair William Wordsworth'tan alan B. Wordsworth isimli karakter ise hayatı boyunca tek bir satır şiir yazamaz. Kendisini ve zekâsını çok öven Elias isimli diğer bir kahraman ise Cambridge sınavlarından defalarca kalır. Bu şekilde örnekleri çoğaltmak mümkün. Ortaya konan karakterlerin hepsi gerçekten çok canlı ve yazar bunu okuyucuya fazlasıyla hissettiriyor. Kitabı okuyalı belki bir yıl geçti ama çoğu olayı hatırlamam bence bunun en açık ispatıdır. Neticede sizi sıkmayacak, başlarda biraz karışık gibi görünse de ilerledikçe sizi içine çekebilecek türden bir kitap. Keyifli okumalar.
Miguel Sokağı
Miguel SokağıV. S. Naipaul · Turkuvaz Kitap · 200629 okunma
·
505 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.