Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

920 syf.
7/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Uzun bir masaldı okuduğum ve bitti. Kitabın son sayfasını okuyup kapağını kapattığım anda elimde kitap uzun bir süre düşündüm. 'Ne demeliyim, kitabı nasıl anlatmalıyım?' ki düşüncelerimin hepsi yazıya dökülmüş olsun. Sonra aklıma kitabın sonlarında yer alan bir cümle geldi, "bazı buluşmalar anlatılamaz, güvendiğimiz, sığındığınız tüm sözcüklere karşın anlatılamaz." diyordu. Gerçekten de öyle hissediyorum şu an, beni yansıtacak tüm sözcüklerime rağmen bu kitabı tam anlamıyla anlatamam, ne söylersem söyleyeyim aynı kitaptaki bir sürü üç noktalı yarım kalmış cümle hissini yaşatacak hem de o yarım kalmışlığa rağmen içinde barındırdığı duygu yoğunluğunun ağırlığıyla nefes aldırmayacak. Kitapta, yazar azınlıkların hayatından bahsediyor, İstanbullu bir yahudi ailesinin yaşadıklarını, çektiği sıkıntıları anlatıyor. Neredeyse elliye varan karakter var, hatta başında her birini yazar kısaca tanıtmış, kiminin hayalinden kiminin görüntüsünden, kiminin alışkanlıklarından, bazılarının pişmanlıklarından, kısacası onlara dair onlar için önemli olan konulardan kısacık bahsetmiş. Tabi kitaba başladığınızda karakter sayısı çok olduğundan dönüşler yapıp kim, kimdi diye bakmanız gerekebiliyor, en azından ben bunu sık yaşadım. :) Bu karakterlerin hayatlarına konu oluyorsunuz, yaşanılan dönem hakkında bilgi ediniyor, onların gezdiği yerlerle İstanbul'da geziniyorsunuz. Bazı yerlerde hüzünleniyorsunuz, mahallenizden gibi hissettiğiniz o karaktere bu da geçecek, üzülme diye sarılmak istiyorsunuz, kimi anlarda onların mutluluğunu siz de neşeyle kutluyorsunuz. Onların hissettiği her duyguya ortak oluyorsunuz. Kitaptaki karakterler arasında geçişler, tanışıklıklar ve aralarındaki ilişkilerin yakınlığı bana sanki anlatıcıyla yan yana oturmuşum da bir fotoğraf albümüne bakıyormuşum hissini yaşattı. Hani bir fotoğrafa bakarsınız, o anı anlatır sahibi, sonra yanındaki kişiyi sorarsınız ve başka bir anıya geçersiniz. Aynı öyleydi bazı sayfalardaki karakterlere geçişler. Bir albümdeki bir sürü insanın hikayesini dinlemiş ve aralarındaki ilişkiyi öğrenmiş gibi hissettim. Kitabın geneli uzun cümlelerden oluşuyordu, devrik cümlelere, yarım ifadelere çok sık rastlıyorsunuz. Hatta bazen aynı ifade yineleniyordu birkaç defa, hani masal anlatırken okuduğumuz cümleyi tekrar tekrar söyleriz ya, o anki durumun heyecanının yansıtırız, işte öyleydi. O duyguyu sanki iyice size geçirmek istermiş gibi yazar ve cümleleri tekrarlamış tekrarlamış. :) Bazı sayfalarda açıkçası kendimi cümlelere öyle bir kaptırmışım ki konudan kopup kimden bahsediyorduk diye geriye dönüşler yaşadım. :) Tavsiye etmekten çekineceğim kitaplar arasında yer alıyor kendisi, çünkü ya seviliyor ya da beğenilmiyor, hatta yarım bırakanlar da çok oldu çevremde, ortası olmayan bir kitap. Uzun betimlemeli ve durağan ilerleyen kitaplardan hoşlanmıyorsanız, okumak zor gelebilir. Elinize alıp bir solukta okuyacağınız bir kitap değil, hatta bazen 10-15 sayfa okuyup sanki daha fazlasını okumuş gibi yorgun hissediyorsunuz. Bu tarz kitaplar sevmeme rağmen uzun soluklu bir okuma süreci oldu benim için de ama ben yine de iyi ki okumuşum diyenlerdenim. :)
İstanbul Bir Masaldı
İstanbul Bir MasaldıMario Levi · Everest Yayınları · 2020155 okunma
·
122 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.