Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir kırılma noktası oldu. Şu nedenle veya bu yüzden diyemem. Birikimler belki. Artık kimseyi gereğinden fazla önemsemiyor, hiç bir insanı gözümde büyütmek ile zaman kaybetmiyorum. Ne kimseyi kıskanıyor, ne de gıptayla bakıyorum. Hiç kimsenin malında mülkünde gözüm yok. Ve hiç kimsenin muhteşem aile hayatları, paraları, evleri, arabaları yazlıkları, kışlıkları veya kartvizitindeki o eşsiz ağırlıkları umurumda değil. Zenginlikler dünya ile sınırlıymış. Kalp fakiri insanları çevremde gördükçe daha iyi anlıyorum. Varsın, vasatlıklarına rağmen dört duvar arası görkemli ofislerinde keyiflerine baksınlar, yüzünüze gülüp arkanızdan konuşsunlar. Varsın türlü kötülüklerle ayağınızı kaydırmaya çalışsınlar. Bunlar doğalarında var çünkü insanlar yalnızca bebekken masumdurlar. Varsın akraba, dost sandıkların en çok seni yaralayan olsunlar. Saygıyı, sevgiyi unutsun, sadece çıkar peşinde koşsunlar. Varsın, olsun. Yaşam; ekonomik zorluklar, işsizlik, hayat pahalılığı, günden güne boğan şehir hayatı, yorucu kalabalıklar, trafik çileleri, ülkenin temel değerlerini sarsan siyasi uygulamalara kayıtsız kalışlar, zenginin daha zengin olma hırsı ve yandaşların cebini doldurma çırpınışları arasında ben benim olanı nasıl daha iyi ederim, düşlerimi nasıl büyütebilirim onun peşindeyim. Bir zamanlar, bir kadın demişti: "Hayattan güzel kareler çalmak için yaşıyorum." Nitekim tam da orasındayım yaşamın. Etrafımdaki kalabalıklara inat, hiç ķimsenin beni tutmaksızın nasıl düştüğümü gördüğüm o hatıraları ve sonrasındaki yalnızlığımı bazen hatırlıyorum, bazı geceler özlüyor ve aslında hiç unutmuyorum. Çünkü Ahmet Kaya büyüleyici manzaranın sessizliğinde. Rakı ve deniz. İçmişiz, sarhoşuz. Üstelik insanın bam teline basıyor şarkı. "Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya"...Nitekim tam da orasındayım yaşamın. Bir menekşe kokusunda anlamını aradığım bir noktada, hayaller ile gerçeklerin tam da sınırındayım.
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.