Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

478 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Umberto Eco
Umberto Eco her zaman dediğim gibi bana çok sey kattı. Bir cok insanın dedigi gibi Eco 20Y.Y. sonu ve 21. Y.Y. başlarının en büyük entelektüellerindendir. Eger bilgi ağırlıklı eser istiyorsaniz Eco sizi tatmin eder(romanları bile). Bu eserde öyle bir bu kitabın incelemesi biraz uzun olacak sebebi Eco hakkında bilgiyle birlikte Kitap hakkinda bilgiye yer vereceğim için okuyan olursa diye kitabı geniş anlatacağım. Umberto Eco (kitabın önüne geçti Eco'ysa tabiki geçer) İtalya'da Piemonte bölgesinde Alessandria'da doğan Umberto Eco, 1954'te 22 yaşındayken, Torino Üniversitesi'nden doktora derecesi aldı. Tezinin konusu erken filozof ve dinî düşünür Aquinolu Aziz Tommaso'ydu. 1954'ten 1959'a kadar Milano'da İtalyan Radyo Televizyonu RAI'nin kültürel editörü olarak çalıştı ve Torino Üniversitesi'nde ders verdi (1956-64). Eco 1958-59'da askerliğini yaptı. Milano (1964-65) ve Floransa'da (1965-69) üniversite hocalığı görevinde bulundu. 1969'dan 1971'e kadar Milano'da Politeknik Enstitüsü'nde öğretmendi. Eco henüz 39 yaşındayken İtalya'nın kuzeyindeki Bologna Üniversitesi'nde göstergebilim profesörlüğü unvanını aldı.  Eco'nun edebî kariyeri 1950'lerin sonunda, "İl Verri"de köşe yazarıyken "Diario minimo"yu (1959-61) yazmasıyla başladı. "Marcatré" (1961) ve "Quandici"nin (1967) kurucularının arasında yer aldı, 1971'den sonra "Versus"un editörlüğünü yaptı ve "Semiotica", "Degrés", "Text", "Structuralist", "Review", "Communication", "Problemi deli İnformazione" ve "Alfabeta"nın editörler kurulunda yer aldı. Günlük gazetelere ("Corrire della Sera"), haftalık dergilere "L'Espresso" ve sanatsal ve entelektüel dergilere ("Quindici", "İl Verri", ve diğerleri) yazılar yazdı. 1970'lerden itibaren, genel okuyucular bir tarafta ve akademik uzmanlar diğer tarafta olmak üzere değişik kitleler için yazdı.  Kitaba gelince Bu kitapta, efsanevi topraklar ve efsanevi yerlerdir: topraklar ve yerler, çünkü kimi zaman Atlantis gibi sözcüğün gerçek anlamiyla kitalar, kimi zaman da ülkeler, şatolar ve (Sherlock Holmes'un Baker Street'i orneginde) apartman daireleri soz konusu. Hayali ve kurmaca yerleri konu alan bircok sözlük var(bunlarin en eksiksiz olanı, Alberto Manguel ile Gianni Guadalupi'nin hazırladıkları dört dörtlük Hayali Yerler Sözlüğü'dür), ama burada "uydurulmuş" yerleri ele alınmıyor, aksi takdirde bu yerlere Madam Bovary'nin evini, Oliver Twist'teki Fagin'in inini ya da Tatar Gölü'ndeki Bastiani Kalesi'ni dahil etmemiz gerekirdi. Kimi roman mahalleri vardir: Fanatik okurlar, bunların nerede oldugunu saptamaya çalışır, pek bir başarı elde edemezler. Kimi zaman da, gercek yerlerden esinlenen roman mekanları vardir; okurlar buralarda sevdikleri kitaplarin izlerini bulmaya çalışırlar, tıpkı Ulysses okurlarının her 16 Haziran günü Dublin'deki Eccles Street'te Leopold Bloom'un evinin yerini saptamaya çalıştıkları, artik Joyce Müzesi haline gelen Martello Kulesi'ni ziyaret ettikleri ya da falan eczacidan 1904'te Leopold Bloom'un satin aldığı limonlu sabundan satin aldıkları gibi. Hatta, Nero Wolfe'un Manhattan'daki kumtaşı evi gibi, kurmaca yerlerin gercek yerlerle ozdeslestirildigi olur. Ama burada biz, birçok insan yaşadıkları donemde ya da daha once bir yerlerde var olduguna gercekten inandiklari için düşlere, utopyalara ve yanılsamalara yol acan topraklar ve yerlerle ilgilenceksiniz. Bunu belirttikten sonra da, dikkate almamız gereken bircok ayrım var. Artık kesin olarak var olmayan, ama çok eski zamanlarda var oldukları ihtimalini yok sayamayacağımız topraklar uzerine efsaneler olmuştur: Akli başında bircok kisinin son izlerini saptamaya çalıştıkları Atlantis buna bir ornektir. Birçok efsanenin sözünü ettigi ve varlığı (uzak da olsa) kuşkumu olan, gene de bazılarının tamamıyla "manevi" bir varlık atfettikleri Şambala gibi topraklar var. Bir de, Sangri-La gibi yuzde yuz kurmaca anlati ile olan, gene de her sunulana razı turistler için sürekli taklitleri ortaya çıkan topraklar var. Yeryüzü Cenneti ya da Saba Kralicesi'nin ülkesi gibi yalnızca Kutsal Kitap kaynaklarının varlığını doğruladığı, ama Kristof Kolomb dahil olmak uzere birçok kişinin bunlara inanarak yola çıktığı ve gerçekten var olan beldeler keşfettigi topraklar var. Rahip Johannes'in ülkesi gibi, sahte bir belgenin yarattığı, gene de yolculari Asya ve Afrika'yi bir uctan bir uca katetmeye sevkeden topraklar var. Son olarak, günümüzde de, kimi zaman kalıntılar halinde olsa da gercekten var olan, ama cevresinde bir mitolojinin oluşturulduğu topraklar var; ornek vermek gerekirse: Uzerinde Hashasiler'in efsanevi golgesinin dolaştığı Alamut, artik Kutsal Kase miti ile baglantilanan Glastonbury ya da yakin tarihli ticari spekillasyonlar sayesinde ilgilenen Rennes-le-Chateau ve Gisors. Kisacas1, efsanevi topraklar ve yerler çeşitli türlerden olup ortak tek bir ozellikleri vardir: ister kokeni çağların karanlığında yitip giden çok eski efsanelere bağlı olsunlar, ister modern bir icadın ürünü, bu topraklar ve yerler çeşitli inanç hareketleri yaratmıştır. Bu kitapta, bu hayallerin gercekligi ele alınıyor.
Efsanevi Yerlerin Tarihi
Efsanevi Yerlerin TarihiUmberto Eco · Doğan Kitap · 201554 okunma
··
182 görüntüleme
Ş. Korkmaz okurunun profil resmi
Emeğine sağlık, bu kitap gerçekten ilgimi ve dikkatimi çekti👍
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Tsk ederim. Eco'nun bütün eserleri guzel bence okursan guzel olur.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.