Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

519 syf.
6/10 puan verdi
İyisiyle, kötüsüyle Bostan ve Gülistan
İncelemenin bir kısmının -bu giriş bölümü olabilir- kitabı tanıtmaya ayrılması, okuyucu açısından önemli olabileceğini düşündüğümden, bu incelemeye de kitabı tanıtmayla başlamayı planlıyordum. Ancak okuduğum yayınevi (Meral) kitabın çevirmeninin (Kilisli Rıfat Bilge, K.R.B.) incelemesini giriş kısmına koymuş olması ve bu incelemenin, benim düşündüğüm şekille uyumlu ve benim yazabileceğimden daha kapsamlı ele alınmış olmasından dolayı belirtiğim şekilde giriş yapmaya gerek duymadım. Ama gerek gördüğümde o incelemeye atıfta bulunarak incelememi şekillendireceğim. Şeyh Sadi Şirazi , İran'ın önemli şairlerinden birisidir. Hayatının büyük bir kısmını bir gezgin olarak geçirmiş. 1200'lü yıllarda bir yıl arayla yazdığı Bostan ve Gülistan'ı da, bu diyarlarda elde ettiği kazanımlarını mana süzgecinden geçirmesi sonucu ortaya çıkarmıştır. Bu iki eser benzer bir mantıkla kaleme alınmış aralarındaki fark ise daha çok yoğunluk verdiği konularda ortaya çıkmıştır. Bu açıdan değerlendirdiğimde Bostan'da dikkatimi çeken devlet başkanları veya diğer bir ifadeyle idareciler iken (yani kısacası siyaset de denilebilir) Gülistan'da ise dünyevi aşk idi. Bu noktada K.R.B.'den faydalanarak kitaptaki konuları şöyle sıralayabiliriz: Adalet, siyaset, merhamet, askeri memnun etmenin önemi, hüner sahiplerini himaye etmek, iltifat, sır saklamak, cömertlik, misafirperverlik, tevazu, serserilik, aşk-ı hakiki, aşk-ı mecazî, sebat, varlığın fâniliği, kibir, tövbe, kazaya rıza, İhlâs, riya, doğruluk, yalan, sükût, ayıp örtmek, gıybet, gammazlık, kadınlar, terbiye, uzlet, şükür, gençlik ve ihtiyarlık gibi. : Eserlerin yazım mantığına gelecek olursak: Genellikle önce nasihat niteliğindeki ifadeler, sonra bu ifadelerin anlaşılabilirliğini artıran bir hikaye ve hikayenin sonuna konulmuş bir veya birkaç özlü söz şeklindedir. Hikayeler ya bizzat Sadi'nin şahit olduğu ya da birilerinden dinlediği olaylardan oluşur. Kitabı okurken art arda gelen nasihatlar, belli bir noktadan sonra okuru yorabiliyor. Çünkü beyin hep benzer bir yönden uyarıldığında ister istemez, bir zihin yorgunluğu oluşur. Ama bununla birlikte bazen öyle bir özdeyişle karşılaşırsınız ki, o yorgunluğu yaşamamış gibi mest olursunuz. Açıkçası bazı ifadelerini çok beğendim özellikle de devlet idareciliği hakkında olanları. Eğer bir okuma yobazı değilseniz bu eserden faydalanabileceğiniz birçok noktanın olabileceğini düşünüyorum. Tabii bunun yanında benim tasvip etmediğim ya da anlamadığım noktalar da, yok değil. Bunlardan bir tanesi giriş bölümünde, "Tabiatım padişahları methe mâil değildir." deyip sonra da EBU BEKİR BİN SA’D BİN ZENGÎ'yi yere göğe sığdıramaması, hatta bunu sonraki birçok hikayeye de konu etmesi, Sadi bu ne iş! Demekten kendimi alamadım. Beni en fazla rahatsız eden konu ise kadınlar hakkındaki tutumu zaten kitap sanki erkeklere hitaben yazılmış. Hep erkek bazlı değerlendirmeler yer alıyor, erkekler şöyle yapın, erkekler böyle yapın... Yani kadını Sadi'den dinlediğinizde, kadın bir insan değil de, insan olan erkeğin bir gönül eğlencesi, ihtiyaç duyduğu bir yan varlık gibi bir yaratık. Sadi'nin kadın hakkındaki söylemlerini değerlendirdiğimde, günümüzde bir kesim tarafından zevk unsuru olarak görülüp, kullanılan bir kadın profilinden farklı bir şey görmedim. Sorun gördüğüm başka bir konu da Hadislerin beyanında kaynak gösterilmemiş olması; tabii ki ne şartlarda yazıldığını bilemiyorum, günümüzdeki imkanların o zaman olmadığı da kesin ama yine de bir klasik haline gelecek nitelikte bir eser kaleme alıyorsanız, her şeye fazlasıyla dikkat etmeniz gerekir. Hadis mevzusu zaten sorunlu olan bir alan ortalıkta birçok uydurulmuş hadis varken verdiğiniz hadisin kaynağını da belirtmezseniz yaptığınız iş eksik olur. Elbette iyiden de kötüden de her zaman çıkarılacak bir ders bulunur yeter ki anlama kabiliyetimiz olsun, diyor ve sizi anlamlı alıntılarla baş başa bırakıyorum... "Hepiniz, kendi ayıbınızın hamalısınız, başkalarının ayıbına dil uzatmayın" "İnsan ya âlim olmalı, ya âlimi dinlemeli." "Kendini iyilerden sayacak olursan kötüsün." "Zamanın insan üzerinde yaptığı değişiklik insanı korkutmak için kafidir." "Benim huyum sana hoş gelmediyse sen kendi güzel huyunu elden bırakma.!" "Her kabın içinde ne varsa dışına onu sızdırır." "Cahil için susmaktan daha iyi bir şey yoktur." "Dünya iki yokluk arasında bir varlıktır." "Kötülere acımak iyilere zulümdür. Zalimleri affetmek mazlumlara zulmetmektir." "Mal ömrün rahatı içindir, yoksa ömür mal biriktirmek için değildir." "Gönlün sevdiği her şeyi göz güzel görür" ...ve âdeta günümüz Türkiye'si için özel olarak yazılmış bir hikaye (fazlasıyla beğendim) "Bakmışlar ki, tilkinin birisi düşe kalka kaçıyor. Birisi ona sormuş: Ne âfet, ne felâket var ki bu kadar korkuya sebep oldu? Tilki demiş ki: Develeri angaryaya tutuyorlarmış diye işittim. Tilkiye demişler.- Ahmak! Senin deve ile ne münasebetin, deveye ne müşabehetin var? Tilki cevap vermiş: Susunuz. Eğer hasutlar, garezkârlar benim için «bu devedir» derler de yakalanırsam benim deve olmadığımı anlatarak beni kurtarmak için kim çalışır? Iraktan tiryak gelinceye kadar yılan sokan ölür gider." "Yolunu şaşırmış bir kimseye: «İyi gidiyorsun» demek; büyük zulümdür." "Bir padişah memleket ahalisinin gönlünü yıkıyorsa, o, memleketin mâmur olmasını ancak rüyada görür." BU DA SONUNCUSU OLSUN "Padişah bir ağaca benzer, kökü ahalidir. Ağaç ise kökünden kuvvet alır. Elinden geldiği kadar halkın gönüllerini yaralama. Eğer yaralarsan kendi kökünü baltalamış olursun."
Bostan ve Gülistan
Bostan ve GülistanŞeyh Sadi Şirazi · Meral Yayınevi · 19711,648 okunma
··
610 görüntüleme
Achilles okurunun profil resmi
Yolunu şaşırmış bir kimseye: «İyi gidiyorsun» demek; büyük zulümdür. 👏
Mir'at-ı Cünun okurunun profil resmi
Kalemine sağlık
RA okurunun profil resmi
teşekkürler
Yakup okurunun profil resmi
Kalemine sağlık 👏👏
RA okurunun profil resmi
teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.