Gönderi

Günümüzdeki eğilimin uç noktasında, birtakım tutukluların yıllarca hiçbir suçlama olmadan Guantanamo, Abu Garip ve belki de bunun gibi kamuoyundan gizlenen daha başka birçok yerde tutulduğunu öğreniyor ve bu tavrın temelinde insani olmaktan çok kötü niyetler yattığını fark ediyoruz. Öğrendiklerimiz arada bir yapılan protesto mırıltılarina yol açtı, ancak bunlar etkin bir karşı koymayı bir kenara bıraktım, toplu bir feryat olmaktan bile çok uzaktı. Biz, "demokratik çoğunluk", insan haklan ihlallerine "bizim" değil "onların" yani daha farklı insanların (hatta aramızda kalsın ama on­lara hakikaten insan denilebilir mi?) maruz kaldığım ve bu zulümlerin bizi, iyi ahlaklı insanları etkilemeyeceğini düşü­nüyoruz. Biz işimize geldiği gibi o Lüteryen papaz ve Nazi zulmünün kurbanı, Martin Niemöller'in aldığı üzücü dersi unuttuk: Onlar önce komünistleri aldılar, fakat ben komünist değildim, dolayısıyla sesimi çıkartmadım. Sonra sendikacıla­rın peşine düştüler ve ben bir sendikacı olmadığımdan, hiçbir şey demedim. Sonra Yahudilerin peşine düştüler, ama ben Yahudi değildim... ve sonra Katoliklerin... ama ben Katolik değildim... Sonra benim için geldiler... ve o noktada artık beni savunacak hiç kimse kalmamıştı.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.