Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
56 günde okudu
Felsefeyle ilgilenen birine Sokrates’in önemi sorulduğunda “diyalektik, erdem ve retorik” dışında çok da bir şey duyulamayacaktır. Elbette Sokrates, Platon’un bize aktardığı kadarıyla satır aralarında birçok önermede bulunur ancak onun kayda değer katkıları gerçekten de bunlardır. Peki onu, örneğin atomcu Demokritos veya göreceliliğin ilk sözcüsü Protagoras dururken dünya tarihinin en çok tanınan filozofu yapan nedir? Bana kalırsa onun haksızca idamı ve buna çeşitli nedenlerle itaat ederek sürgünü ya da firarı kabul etmemesi en büyük sebeptir. Dönemin Atina’sında onun idamıyla zirveye ulaşan siyasi olaylar sebebiyle siyaseti bırakan Platon felsefeyle daha yakından ilgilenmiş, Mısır’dan İtalya’ya kadar çeşitli yerleri gezerek farklı felsefi yaklaşımları görme fırsatı tanımış ve bir dizi olay sonucu Akademia’yı kurmuştur. Platon’un ve öğrencisi Aristo’nun öğretileri İslam dünyası da dahil olmak üzere tüm batı felsefesine yön vermiştir. Bilimde ve düşünce sistemlerinde onların büyük etkisi tartışılmazdır. Sokrates’in uğradığı haksızlığı denklemden çıkardığımızda belki de onu dönemin diğer sofistlerinden çok daha fazla tanıyamayacak hatta Platon ve Aristo’yu bile hiç duymayacaktık. Sokrates’in en büyük özelliği, her kavramı sorgulayan yapısı ile önce tanımlar yapmak ve daha sonra bu tanımları birer birer çürüterek gerçek doğruya ulaşma amacı taşıyan diyalektik yöntemidir. En saygın argümanları bile saçmalık derecesine indirgeyebilen bir yöntemdi bu. Ancak temel önermesi hiçbir şey bilmemenin farkına varmanın gerçek bilgelik olduğuydu. Ancak o da dönemin tanrılarına inanıyor hatta kendi içinde onu yönlendiren ilahi bir şeyler olduğunu iddia ediyordu. Bu kitaptaki satırlar arasında reenkarnasyona ve ruhun ölümsüzlüğüne inandığını gösteren diyalogları görmek mümkün. Sokrates’in Savunması bu kitaptaki dört diyalogdan biri. İlk diyalogda fanatik bir dindar olan Euthyphron’un babasını bir cinayet suçuyla ihbar etmek üzereyken Sokrates’le girdiği dindarlık üzerine bir tartışma mevcuttur. Sokrates’in Savunması kitaptaki ikinci diyalogdur. Dinsizlikle, gençleri yoldan çıkarmakla ve yeni tanrılar icat etmekle suçlanan Sokrat alaycı bir dille savunmasını yapar. Bu alaycı dil onu sürgünle idamdan kurtulabilecekken hatta belki de beraat edebilecekken idamına hükmolunmasına sebep olur. Üçüncü diyalogda arkadaşı ve öğrencisi olan Kriton, onu mahkûm edildiği zindanda idamını beklerken firar etmesi için ikna etmeye çalışır. Sokrat burada yasaların ve toplum menfaatinin her şeyden önemli olduğunu savunur. Ayrıca alt metinde mutlak güzellik ve doğruluğa itaat işlenir. Firarı, kendisiyle çelişmeye düşeceği ve ikiyüzlülük olacağı için reddederek arkadaşını da ikna eder. Dördüncü diyalogda ise idamının son gününde, ruh ve ahlak üzerine öğrencileriyle olan konuşmalarına yer verilir. Sokrat’ın düşüncelerinin en somut haline bu diyalogda rastlayabiliriz. Ruhun ezeli ve ebediliği, ölümden sonra ruha ne olduğu gibi konular diyalektik yöntemle burada ispatlanır. Her şeyin karşıtından doğduğu ve ölümün yaşamdan dolayısıyla yaşamın da ölümden doğduğu, bilginin doğuştan olduğu ve esas olanın “öğrenme” değil “hatırlama” olduğu gibi önermeleri kullanır. Ona göre bedeni zevklerden arınan ruh ölüler ülkesi tanrısı olan Hades’e gider. Bedensel zevklerden arınmayan ruhlar ise bedene bağlı kaldığından başka bir insan veya hayvan bedenine girer. Sokrates bu diyalogda ruhun ezeli ve ebediliği konusunda öğrencilerini ikna edebilmek için diyalektiğin adeta canına okur. Çok garip önermelerle başlayarak sayfalarca devam eden mantık yürütmelerin ruha bağlanması büyük şaşkınlıklara uğrattı beni. Tabi ki bu “ispat”larda felsefe için önemli olan, ulaşılan sonuçlardan ziyade kullanılan yöntem ve mantıksal sürecin kullanılma biçiminin bilimsel bakış açısına temel oluşturmasıdır. Ayrıca dünyanın fiziksel yapısına ilişkin anlatılar da beni oldukça etkiledi. Öncelikle ona göre dünya yuvarlaktır, havada asılı durması için bir desteğe ihtiyacı yoktur, sabit ve hareketsizdir. Sokrat dünyanın o dönem için bilinen topraklar ve denizlerden çok daha büyük olduğunu söyler. Hatta onun tasvirine göre dünya şimdiki bildiğimiz dünyadan bile kat ve kat daha büyüktür. Bu bilinmeyen kısımlarda farklı özelliklere sahip insanlar yaşadığını, atmosfer dışına çıkabilirsek sudan kafasını çıkaran bir balık gibi gerçek evreni görebileceğimizi, tıpkı bizim suyun dışında yaşadığımız gibi havanın dışında yaşayan insanlar da bulunduğunu iddia ediyor. Platon’un Sokrates’e ilişkin diyaloglarını okurken; Platon öğrencisi olduğunda Sokrat’ın 60’lı yaşlarında olduğunu, Platon’un bazı fikirlerini bu diyaloglar aracılığıyla Sokrat’a söyletmiş olma riskinin bulunduğunu, 2500 yıldır birçok badire geçiren dünya şartlarında bu kitapların günümüze ne kadar doğru aktarıldığından tam olarak emin olamayacağımızı bilmekte fayda var.
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202052,6bin okunma
··
19 görüntüleme
dostamisc okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık Rahim Bey. İncelemeniz bir kez daha okunacak doyurucu, araştırma gerektiren bilgiler içeriyor. Bir kez daha okuyacağım.
Abdurrahim Kara okurunun profil resmi
Kendi bildiğim ve anladığım ölçüde özetlemeye çalıştım. Teşekkür ediyorum iyi dilekleriniz için.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.