Seelaaamm beyler ve de beybiler !
*Ağır spoiler içerebilir. İçerse de etki etmeyebilir.
Çekirdek alıp çitmelik, bitene kadar sinir krizi geçirmelik bir kitap fatih-harbiye.
Genel olarak modern bir hayat ile, eski geleneksel değerlere bağlı hayat arasında çelişkide kalıp bocalayan, bu süre zarfında da tüm gücü ile etrafını darlayan ve bezdiren Neriman'ın psikolojik ve kültürel çatışmalarını anlatıyor kitap.
Konservatuar okuyan ve yaklaşık 7 yıldır nişanlı olan Neriman ve Şinasi'nin ilişkisi Neriman'ın batı özentiliği yüzünden çıkmaza girer.
Neriman'ın bir arkadaş grubunda tanıştığı Macit ile sık görüşmeleri sonucu o hayata olan özlemi ve sevgisi iyice ortaya çıkar.
Eskisinden çok daha farklı giyinmeye, davranmaya başlar. Ve tüm bu süre zarfında babası gönlü kırılmasın diye her isteğini yerine getirmeye çalışır.
Öyleki yeri gelir, oturduğu semtten, giydiği kıyafetlerden, etrafındaki insanlardan bile rahatsızlık duymaya başlar.
Şinasi ise tüm bu değişimleri fark etmesine rağmen (yalanını bile yakalamasına rağmen) sessiz kalmayı tercih eder. Hatta karşısındakini bu sessizlik ile çıldırtacak duruma getirecek kadar güçlü bir karaktere sahiptir.
Öyleki benim bile sinir olup "konuşsana, sorsana hesabını!" diye kendimi yediğim bölümlerde bile o ağırlığını, sakinliğini korudu. Ve tahmin edilen üzere Neriman'da bu sessizlik karşısında çıldırdı zaten (:
Kitabın olay örgüsü genel olarak bu şekilde. Diziyi izleyenler çok daha vakıftır zaten, fakat ben izlemediğim için bende hissettirdiklerini bir kaç cümle ile paylaşmak istedim.
Bu arada kitap her ne kadar 1930'lu yıllarda yazılıp basılmış olsa da, şimdi daha da başkalaşmış, hatta daha kötü halini yaşayıp görmekteyiz. Etrafınızdaki insanlara biraz dikkatli baktığınız da (özellikle yeni gelen nesile, genç tayfaya) tamamen memnuniyetsiz, sürekli tüketen, hep daha iyisini ve fazlasını isteyen ama asla tatmin olmayan bir toplum olmaya başladığımızı göreceksiniz. İçler acısı bir durum, böyle nasıl devam eder, önüne nasıl geçilebilir bilmiyorum ama, gitgide kıymet bilmeyen, bireyselliğe ve bencilliğe önem veren kişiler olmaya başladık. İşin kötüsü bu durumu iyice benimsedik...
Sonuç olarak, tüm kitap böyle mi geçiyor, bitmiyor mu bu batılı sevdası, vay efendim ayrıldılar mı, yoksa aşk-ı memnu tadında devam mı etti diyorsanız da;
Neriman'ın balo için, kuzenlerinden elbise konusunda fikir almak üzere gittiği evde kendisine anlatılan hikayenin onu derinden etkilemesiyle olayların tüm seyri değişiyor, diyerek son bir spoiler dokundurması yaparak kapatalim incelemeyi.
Bir dağınık ama düzensiz, birazda spoilerlı incelemenin daha sonuna geldik. 127 sayfalık çıtı pıtı sinir krizi temalı kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Bir başka karışık, dağınık, incelememsi bişiler de görüşmek üzere. Esen kalın, takip de kalın.
(Ya da kalmayın siz bilirsiniz)
=)