Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

592 syf.
10/10 puan verdi
Cumhuriyetimizin kurucusu ve hürriyetimizin kurtarıcısı büyük önder Atatürk hakkında ve bize sağladığı sayısız hak ve özgürlük üzerine yazılacak çok şey var ama şu an bir kitap incelemesi üzerinden gitmek durumundayım. Lord Kinross’un bu yapıtı, Atatürk hakkında yazılmış en objektif eserler arasında ve Türkiye’de bulunarak 5 yıl kadar sürdürmüş olduğu titiz bir çalışma ve araştırmanın ürünü. Okumaya Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileyiş ve çöküşüyle başlayarak Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu ve yükselişi ile devam ediyoruz. Birçok olaya dair ayrıntılı bilgiler verilmesinin yanında bu olaylara Atatürk’ün kişisel yaşantısı ve anıları üzerinden diyaloglar ve dipnotlarla destekleyici anlatıların da eklenmiş olması kitabı salt tarih kitaplarına özgü bir çizgiden uzaklaştırıp keyifle ve merakla okunmasına dair bir kapı aralıyor. Bu anlamda dilinin ve yazarın anlatımının çok anlaşılır ve edebi bir çizgide sürdürülmüş olduğunu söyleyebilirim. Yer yer Atatürk’ün kişiliğine dair vurguların yapılması, okudukça belki de Atatürk’ün bilmediğiniz ya da dikkat edilmeyen farklı yanlarını görüp değerlendirebileceğiniz bir analiz imkanı sunuyor. Kararlığı, iradesi, arzuları ve hırsları sadece milletini ve milletinin egemenliğini düşünen bir eylem adamı olmasından kaynaklanıyor ve Atatürk davasının yolunda pes etmeden tüm hayatını bu ideale göre şekillendiriyor. Bu yolda verdiği tüm çabanın kişisel bir mevki ya da maddi bir çıkar sağlama amacı olmadan sadece özgür bir Türkiye Cumhuriyeti kurmak için olduğunu kitabın her sayfasından ve kişisel konuşmalarından anlıyoruz. Özellikle verdiği sayısız özgürlüğün yanısıra her ne kadar kadınlara karşı kişisel tutumu tüm hayatı boyunca bir asker olduğu için doğu-batı karmaşıklığı arasında kalmış olsa da kadın ve kadın özgürlüğüne dair zeminini oluşturduğu inkilap hareketlerinden bahsetmek istiyorum. O zamanlar içerisindeki kadının durumuna baktığımızda; kadın yanında kocası bile olsa ne sokakta ne de herhangi bir yerde yanında bir erkekle yan yana yürüyemiyordu. Kadınlarla erkekler her alanda birbirinden ayrılır vapurlar da bile aralarında perde olacak şekilde ayrı yerlerde otururlardı. Atatürk Latife hanım ile evlendikten sonra Latife hanımı gittiği her yere yanında peçesiz bir şekilde götürmüş ve kadının bu şekilde soyutlanmasına her zaman karşı çıkmıştır. Atatürk diğer birçok yenilikte olduğu gibi kadınlara oy hakkının verilmesini de o dönemki zihniyetin bir miktar olgunlaşacağı zamana kadar ertelemiş ve 1934’te kadınlara oy kullanma hakkı verilmiştir. 1935’te ise Atatürk’ün desteğiyle TBMM’ye 17 kadın mebus seçilmiştir. Umarım bir gün böylesine çağdaş ve laik bir toplum yaratma hayaliyle tüm hayatını milleti için harcayan Atatürk’e layık bir millet olabiliriz…
Atatürk
AtatürkLord Kinross · Altın Kitaplar · 19941,983 okunma
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.