Gönderi

Gün, doldurulmayı bekleyen kırık-beyaz bir kâğıt gibi elimin altındaydı. Bembeyaz keten örtülü, bembeyaz keten peçeteli küçük masalardan uzaklaştığımızda, arada bir pencereden -ya da lomboz mu desem- bizleri hafifçe sallayan puslu göle, kurşuni göğe her baktığımızda değişiyordu beyaz. B E Y A Z harflerinden oluşan ama her sallantıda, her sarsıntıda, sırf bu harflerin yer değiştirmesinden, bazılarının belleğin, bazılarının bulutların bir oyunu sonucu yitip gitmesinden ötürü, sözgelimi Y A Z da olabilen bir kışbaşıydı. (En azından sen gelince öyle oldu.)
Sayfa 43 - YKYKitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.