Bu kitabı okuduğunuzda -ki mutlaka okuyun- Aliya İzzetbegoviç'in onurlu mücadelesini nasıl sürdürdüğünü, bu hareketin ardındaki bilgi birikimini ve marifeti, imkansızlıklar içerisinde imkanın ortaya çıkış sebeplerini daha net görmeye başlıyorsunuz. Kendisi bizim onu tanımlarken kullandığımız 'bilge kral' sıfatının içini dolduruyor; bir yanda derin bilgi birikimi, diğer yanda ise bu birikimi kullanarak sürdürdüğü devlet başkanlığı ve komutanlığı. Kitabın genel olarak konusunu hayattan aldığını ve hakim ideolojik/dini görüşleri açıklayıp bunların tahlilini insanlara sunduğunu söyleyebilirim. Özellikle Aliya'nın doğup yetiştiği çevrenin onun Avrupa'yı daha iyi tanımasına yol açtığını ve kendi dini olan İslam'ı da yaşayıp özümsemesinin bu kitabı başyapıt seviyesine çıkardığını zannediyorum. Yavaş yavaş ve tahlillerle ilerleyen bir okumanın daha iyi bir sonuç çıkaracağını Allah'tan ümit ediyorum. Kitap ana iki kısımdan oluşuyor. İlk kısımda yazar batı düşüncesinin temellerini anlatarak başlıyor; yani Hrıstiyanlığı ve reform hareketlerinden sonra gelişen materyalist düşünce yapısını. Bu iki kutbun da özelliklerini ve hayattaki izdüşümlerini açıkladıktan sonra bunların insanın özüyle olan irtibatlarını irdeliyor. Ardından kitabın ikinci kısmında İslamı, yani 'iki kutuplu birlik'i ve insanın doğasıyla olan uyumunu açıklıyor. Bu iki kutuptan hiçbirine tam manasıyla ait olmayan insanı, yine bu şekilde Allah tarafından indirilmiş olan İslam'ın 'ortayol'unda buluşturuyor. Kitabın son bölümünün ismi olan Teslimiyet'te ise bu tartışmalar hitama eriyor ve geriye yürek dolduran bir sükunet kalıyor. ''Ey teslimiyet! Senin adın İslam'dır.''

Doğu Batı Arasında İslamAliya İzzetbegoviç · Yarın Yayınları · 20153,523 okunma

·

47 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Melike