Gönderi

238 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Şimdi yaklaşın, sanırım internet ortamlarındaki en aykırı yorumlardan birini yapacağım. Kusura bakmayın ama başıma bir iş gelmeyecekse ben beğenmedim. Tamam, gerçekten harika bir dünya, muhteşem bir konsept üstüne kurulu. Neredeyse “Orta Dünya” kuracak bir zemin hazırlanmış. Ancak anlatım öyle ağdalı, öyle süslü ki keyif kaçırıyor. Hoş eda, hoş seda, pür eda, pür cefa gırla. Girizgah çok uzun, asıl macera çok geç başlıyor, saçma sapan bir yere gidiyor, birden bire bitiyor. Doğru tahlil ettiysem konu 1681 yılı civarlarında geçiyor. Aradım, mamafih bulamadım. Elif Şafak’ın Mevlana’ya domates yedirmesine demediğini bırakmayanlar, İhsan Oktay Anar’ın adamın birinin kakasından domates çekirdeği çıkarmasına tek kelime etmemişler. (Ulan elif Şafak’ı bile savundurdunuz ya bana) Ayrıca Ebrehe demişken, Ebrehe'nin peşinde olduğu şey, özellikle de Uzun İhsan Efendi'nin düşünde canlandırdığı dünya... Bence çok daha derin işlenmesi gereken konulardı. ucalisan.blogspot.com.tr/2015/10/puslu-k...
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202049k okunma
·
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.