Gönderi

25 Şubat 1943 günü Almanya’dan Sirkeci Garı’na giren trenin 105625 numaralı son vagonundaydı. Gamalı haç ve altın DR harflerinin işlendiği treni bekleyenler arasında yakın dostlarının yanı sıra İstanbul Merkez Komutanı General İhsan Ilgaz, Emniyet Müdürü Halit Nihat Pepeyi, Dr. Nazım’ın oğlu vardı. Hüseyin Cahit Yalçın ve Polis Müdürü Azmi Bey’in çok kısa bir zaman içinde topladığı kalabalığı gören ilgililer olay çıkmaması konusunda kendilerini uyarıyordu. Oysa gelenlerin tek bir amacı vardı. Ülkesine bir zamanlar hizmet vermiş bir siyaset adamına son görevini yapmak. Hüseyin Cahit Bey karşılama anına şu paragrafı açacaktı: “Sabah yeni oluyor. Sirkeci Garı’nda ekspres katarının gelmesi bekleniyor. Islak ve serin bir sabah. Kapı açıldı, Türk bayrağı ile örtülü sanduka yavaş yavaş indi. Şapkalar çıktı ve mızıka ağır bir matem havası ile yalnız bu sessiz ve müteessir kalabalığın hüznü ve elemini değil, bütün bir memleketin teessür ve acısını terennüm etti. İşte 23 senelik gurbetten sonra Talat vatana böyle döndü. Sirkeci Garı’na, onun Avrupa’dan başka dönüşlerini hatırlarım. Aradaki farkı, ta ruhumun bütün acılığı ile duydum.”
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.