Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Eveet on üç günlük Sabahattin Ali'yi tanıma serüvenimin sonuna geldim. Kitabı bir hayli övmeye başlayalım bakalım... Öncelikle bu kitabı bana tavsiye eden, oku diye bıktıran ve pdf olarak yollayan, "ben pdf okuyamam" desem de oku diye başımın etini yiyen arkadaşıma teşekkür ederim :)) (Dipnot: Pdf okumayı hiç sevmedim bir dahakine kitabı hediye et lütfen :) hahaha ) Sabahattin Ali'nin hayatının, yaşayışının, evliliğinin, öğretmenlik hayatının, hapis yıllarının anlatıldığı bu kitabı okudugum için çok memnun, daha önce okumadığım için çok üzgünüm. Hakkında az çok bi şeyler bilsem de bu kitabı okuyup daha sonra Sabahattin Ali okumaya başlardım. Özellikle Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf ve İçimizdeki Şeytan gibi ölümsüz eserlerini bu kitaptan sonra okumak bana daha fazla şey katacaktı. Tüm kitaplarını hayatının hangi döneminde hangi evresinde yazmış bunu bilmek, bunu bilerek okumak kitaplarının arka planlarını görme de çok yardımcı olacaktır. Neyse ki diğer kitaplarını artık daha fazla bilinçli okuyacağım. Biraz Sabahattin Ali'nin yaşadığı yıllardan bahsetmek istiyorum. Bu kitabı okursanız -ki okuyun- Ali'nin özellikle savaş yıllarının ağrılı sancılarını çektiği, özellikle bunlardan oldukça fazla etkilendiği çok belli. Daha okula gitmeden 1. Dünya Savaşı'nı görmüş, babası o savaşta subay olarak Çanakkale'de bulunmuş bir çocuk Sabahattin. Annesinin hastalığı, babasının ölümü derken bi şekilde içine kapanık büyüyor; büyüdükçe bakış açısı, eleştirel gücü, kalemi de genişliyor ve yazdıkça yazıyor. Özellikle yazdıklarından dolayı hapishane köşelerinde daha bir sarılıyor kalemine. Demiyor mu ki "Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma!". Başına ne gelirse gelsin asla öne eğmiyor. Aliye'sini, Filiz'ini iş sebebiyle çok az görüyor, onlara mektup yazarak hasretini gideriyor. İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'yi kınıyor, kominist olarak görülüyor. Daha kızı küçükken okulda "senin baban kominist" diyerek ağlatılıyor. Ama yazmaktan asla vazgeçmiyor, öğretmenlik yapamasa bile gazete de yazıyor, kitapları çok seviliyor. Ama bu siyasal iktidarlar tarafından asla doğru bulunmuyor ve Sabahattin Ali yurt dışına giderken malesef öldürülüyor. Halbuki yaşasa "Ankara" adında siyasal iktidarın yanlışlarını ve eksikliklerini anlatacağı bir kitap yazacaktı, olmadı. Kısaca bahsettiğim bu hayatının çok daha güzel bir şekilde anlatıldığı bu kitabı okumanızı çok isterim. Kitapta yalnızca Sabahattin'i değil o yılları da bileceksiniz. 2. Dünya Savaşı ve bunun ekseninde ön plana çıkan olaylar, liderler kitaba aktarılmış. Halkın, özellikle Sabahattin Ali'nin çektiği sıkıntılar, maddi imkansızlıklar o dönemi gözler önüne seriyor. Aliye Hanım'a yazdığı mektupta "Sana para yolladım idare et bilirim tutumlusun" deyişindeki çaresizliği okurken ayrıca çok duygulandım diyebilirim. Yazdıklarından dolayı defalarca hapishaneye girmiş, yazmaktan asla vazgeçmemiş bir aydın kendisi. Kitaplarıyla, kalemiyle, edebiyatıyla çok güçlü ve ölümsüz bir insan. Önce onu tanıyıp sonra çok sevilen kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. Bu Kitabı okuduktan sonra izlediğim bir belgeseli de buraya bırakıyorum: youtu.be/D2EQX4EvDZo Bu Sabahattin Ali belgeselini de izlemenizi ayrıca tavsiye ederim, okur arkadaşlarım. İyi okumalar, iyi seyirler :)
Yeşil Mürekkep
Yeşil MürekkepOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20164,954 okunma
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.