Gönderi

• Birisi geldi, bir yeri bellemeye koyuldu. Ahmağın biri de dayanamadı, bağırmaya başladı. • “Bu yeri ne diye belliyorsun; toprağı ne diye yarıp darmadağın, perişan ediyorsun?” • Adam; “Ahmak!” dedi, “Yürü, işine git! Benimle uğraşma, sen yapılmayı yıkılmada bil! • Yeryüzü kazılarak, alt üst edilerek çirkinleştirilmeseydi, yıkılmasaydı, nasıl gül bahçesi ve buğday tarlası haline gelirdi? • Düzeni alt üst olmasaydı, nasıl olurdu da gül bahçesi tarla, bostan haline gelirdi? • İçi iltihaplı yara, neşterle deşilmedikçe nasıl iyileşir ve nasıl kapanır? • İlaçla kanın, balgamın, safranın, iliğin temizlenmezse, hastalık nasıl geçer, nasıl şifâ bulur? • Terzi elbise yapacağı kumaşı parça parça keser. ‘Neden kesiyorsun?’ diye bir kimse terziye çıkışabilir mi? • ‘Bu kıymetli atlası neden parçaladın? Ben parçalanmış kumaşı ne yapayım?’ der mi? • Her eski binayı yeniden yapabilmek için önce onu yıkarlar! • Böylece dülgerin de, demircinin de, kasabın da işi yapmaktan evvel yıkmaktır! • Helile ve Belile’yi de havanda döğerler, un ufak ederler. Eski hali yok olur ama, bedenin yapımını sağlar, kabız illetini defeder! •Buğday değirmende öğütülüp ezilmeseydi, nasıl ekmek olurdu da sofralarımızı süslerdi?”
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.