Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
" Her kim benden bir şey öğrenmek ister ve beni anlamak isterse yazdığım hiçbir şeyi okumadan bırakmamalıdır." diyen karamsar filozof Arthur Schopenhauer'in yine birden fazla konuyu kapsayan kitabı. Kitabın bölümleri şu şekilde; 1- İnsan Mutluluğu, Can Sıkıntısı 2- Okumak ve Kitaplar 3- Yazarlar ve Üslupları 4- Okumak ve Düşünmek Arthur Schopenhauer'in bu kitabı yine aforizmalarla ( bilge söz) dolu. İlk bölümde insanın neden canı sıkılır, bunu önlemek için ne yapılır, zenginlik ve can sıkıntısı hakkında görüşler paylaşılmış. İkinci bölümde kitabı iyi yapan şeyler nelerdir, kitapların değerinin anlaşılması gibi konular işlenmiş. Bu bölümde budala halk kitlelerinin saçma sapan edebi kitaplara ilgi gösterdiği, eski kitaplarınsa hiç okunmadığı ve çürüdüğünden yakınılıyor. Üçüncü bölümde sağlam giydirmeler var. Hegel, Jean Paul gibi kişiler eleştirilmiş. Yazarların nasıl yazması gerektiğii öğütlenmiş. Sade bir üslupla yazılmayan, ne anlattığı anlaşılmayan yazarlardan uzak durulması gerektiği söylenmiş. Dördüncü bölümde ise kitapların tek başına bir işe yaramadığı söylenmiş. Schopenhauer kitaplar birinin düşüncelerini anlatır demek istiyor. Kitabı okuduktan sonra düşünmek, muhakeme yapmak daha önemlidir diyor. Kitabın tek sıkıntısı Arthur Schopenhauer'in sürekli aynı konuları tekrar etmesi. Örneğin kitabı iyi yapan şeyin iyi bir sadelik olduğunu savunuyor. Ardından bu konuya çok çok fazla örnek veriyor. İnsanın içini bayıyor bi süre sonra. Arthur Schopenhauer'in kitapları 1-2 günde okunacak kitaplar değil, zaman vererk okursanız hem siz sıkılmazsınız hem de düşünceleri tam otururur.
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Şule Yayınları · 20153,680 okunma
·
23 görüntüleme
Meltem Zariç okurunun profil resmi
Son paragraftaki çelişkinize kesinlikle katılıyorum. Kitabı genel olarak gerçekten beğendiğimi söyleyebilirim. Ama zaman zaman yazar kendi ile tutarsızlıklara düşüyor. Mesela diğer bir konu üslubun açıklığı konusunda diretmesi fakat kendisinin aynı açık üsluba sahip olmaması. Yazar bi yerde dillerde kaybolmuş eski kelimelerin kullanılması gerektiğni savunuyor aynı zamanda. Eski kelimelerin fazlaca kullanımı okuyucuyu son derece yoran ve anlam kapalılığına sebebiyet veren bi durum. Yazar hem anlam açıklıpını savunup hem bunu uygulamaya dökmede başarısız kalıyor zannımca. Belki çevirmenin bilinçli olarak kullandğı osmanlıca kelimelerin azizlğinede uğramış olabilirim. Say yayınlarundan okudum. Her çeviri böyle midir merak ediyorum. Eğer öyleyse Sayın Schopenhauerdan ciddi bir açıklama bekliyorum🤔
Muhammed Furkan Sağlık okurunun profil resmi
Say Yayınlarını okumayın. Çevirileri berbat.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.