Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Kitabı bitirdim, derin bir nefes aldım ve usulca yerine bıraktım. Bir süre bekledim, okuduklarımı sindirmem gerekti. Normalde bir kitabı okuduktan sonra fazla zaman geçmesini beklemez, dilersem hemen incelemesini yapardım. Bu sefer öyle olmadı, bekledim, daha önce de söylediğim gibi, sindirmek için bekledim. Ancak tahmin edersiniz ki böyle bir şaheserin incelemesini yapmak pek de kolay değil. Yine de deneyeylim bakalım. Sabahattin Ali çokça seveni bir o kadar sevmeyeni olan bir yazar. Aslında iyi bir sanatçı uç noktalarda duygular uyandırandır bana göre. Alalede bir yazar unutulmaya muhtaç, böyle uç duygular uyandıran yazarlar ise aradan on yıllar geçmesine rağmen okunmaya muktedirdirler. İşte Sabahattin Ali de onlardan biri. Bunu görmek hiç de zor değil, kitap sitelerinde en çok okunanlar listesine bakmanız yeterli. Böyle bir yazarın bizim edebiyatımızda var olması içten içe sadece beni sevindirmiyordur eminim ki. Başarılı psikojik tahlilerin varlığına bakılacak olursa yerli Stefan Zweig denilebilir Sabahattin Ali için.. Belki de fazlası. Gelelim kitaba... Yirmili yaşlarda iki gencin aşk hikayesi ve fırtınalı duyguları üzerinden dönemin sağlam bir eleştirisini yapıyor yazar. Bunu öyle güzel içselleştiriyorsunuz ki kitaptaki karaktelerler olup çıkıyorsunuz bir anda. Kimi zaman Ömer olup bir yandan çevrenizdeki düşün(e)meyen insanlardan yakınırken bir yandan delicesine bir aşkla yanıyorsunuz. Kimi zaman Macide olup herkese resti çekip kim ne derse desin ben kendim için yaşarım diyorsunuz, kimi zaman Bedri olup sözde aydınların sığlığından iğreniyor ve onlardan uzak duruyorsunuz, kimi zaman ise Veznedar Hüsamettin Efendi gibi sisteme büsbütün karşı çıkıyorsunuz. Sabahattin Ali'den bahsederken uç duygulara sebebiyet vermesinden bahsetmiştim ya bu kitapta olay örgüsünde duygular, insanlar gün içerisinde bile öyle uç noktalara meyledebiliyor ki siz de şaşırıp kalıyorsunuz. Siyah ve beyaz arasında savrulup duran karakterlerin öyküsü bu. Peki burdaki siyah şeytan mı yoksa "şeytan" sorumluğu diğerlerine atmak için kullandığımız içimizde bulunan bizden bir parça mı? Bol bol sorgulamalara gidiyorsunuz Ömer, Macide, Bedri ve diğerleriyle. Hayranlık bırakan akıcı bir dil, düşündürücü iç konuşmalar ve sağlam bir olay örgüsü ile olup bitenlerin büyüsüne kapılıp gidiyorsunuz. Ayrıca kitapların yararından bahsederken hep kelime hazinemizi genişletmesinden bahsediyoruz ya, işte bu kitap tam da onlardan. (Dikkat, spoiler içerebilir!) Kitabın son kısmı ise bende çok sevdiğim yazarlardan olan Cengiz Aytmatov'un "Selvi Boylum Al Yazmalım" eserini çağrıştırdı. "İçimizdeki Şeytan" için tek kelime ile mükemmel diyebilirim, neden edebiyatımıza tadı damağımızda kalan eserler kazandıran adamın, bu kadar erken öldüğüne hayıflanarak... Keyifli okumalar.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172bin okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.