Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Garip..
Eflakı'nin Menakıbu'l-Arifin' de Sultan Veled, babası Mevlana' dan şöyle bir hikaye nakleder: "Şam' da yaşayan yakışıklı bir Mevlevi' olan Şeyh Ali Hariri, kime nazar etse o derhal ona mürit olur­du. Giydiği hırka parça parça idi. Bu nedenle sema ederken vücudunun her tarafı görünürdü. Halife'nin oğlu bu adamı gördü ve hemen ona mürit oldu. Mısır'da bulunan halife bunu duyunca bu Mevlevi şeyhini öldürmek istedi. Lakin o da görür görmez şeyhe teveccüh etti. Halifenin karısı da onu görmek is­tedi. Mevlevi şeyhini evlerine davet ettiler. Kadın onu görünce ayaklarına kapandı ve elini öpmek istedi. Şeyh cinsel organını kaldırıp kadının eline verdi ve 'senin istediğin o değil, budur' dedi ve sema' a başladı. Bunun üzerine halifenin itikadı bir iken, bin oldu.' Yine Eflakı'nin anlattiğına göre; 'Mevlana'nın karısı Kira Hatun, 'kocam uzun zamandır az yemek yiyiyor, az uyuyor, ağır riyazat yapıyor, acaba onda şehvet kaldı mı, ta­mamıyla erkeklikten uzaklaştı mı?' diye içinden geçiriyormuş. Mevlana Hazretleri de bunu hissedip, o gece hanımını şereflen­dirir. Kükremiş aslan gibi bir gecede 70 defa hanımıyla cimada bulunur. Kira Hatun Mevlana'nın elinden medresenin damına kaçarak kurtulur. Mevlana karısına, 'Daha tamam olmadı gel!' diye ısrar eder.
·
18 görüntüleme
Kaan okurunun profil resmi
Öncesinde şu bilgiyi vermişti: "Sufiler ge­rek kadın-erkek arasındaki aşklar olsun, gerekse erkek-erkek arasındaki aşk olsun, hepsini "mecazi: aşk" olarak görürler. Haliyle bu "mecazi: aşklar" sufiyi ilahi aşka götüren, herkesin yaşayıp, geçmesi gereken gerçek aşkın öncülleri olarak görü­lür. Mecazı aşkı tatmadan, gerçek anlamda ilahi: aşka ulaşılamaz derler."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.