Kitabımız, adını doğusunda bulunan uzun taş duvardan alan Duvar Köyü'nde geçiyor. Ana karakterimiz genç ve yakışıklı Tristian Thorn, sevgisini kazanmak için her şeyi yapabileceğini iddia ettiği Victoria Forester'a konuştukları esnada gökten düşen yıldızı getirmek için bir söz verir. Bu yıldızın karşılığında da Victoria, Tristian beyefendinin ona olan aşkını kabul edecek ve onunla evlenecektir. Biz de işte Tristian'ın bu yıldızı almak için duvarın ötesine yaptığı yolculuğu okuyoruz. Uzun süredir bu kitabı okumak istememden mi, kitabın bana deli gibi övülmesinden mi yoksa Neil Gaiman'ın sürekli beklentimin ötesine geçmesinden mi bilmiyorum ama ben kitaba karşı çok farklı bir beklenti içindeydim açıkcası. Beklentimin kitap tatafından karşılanamayacağını fark ettiğimde çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Bu yüzden kitap hakkında uzun bir süre karmakarışık düşüncelere sahiptim ve bu düşünceleri nasıl toparlayacağımı bilmiyordum. Açık konuşmak gerekirse kitabın başlarında çokça kaybolmuş hissettim. Öyle olmamasına rağmen bazı yerler bana çok karmaşık geldi. Bu kaybolma hissi ve kitaptaki 'karmaşıklık' hikaye ilerledikçe dindi ve eğlenceli bir hale dönüştü fakat ancak ve ancak kitabı bitirdiğimde okuduğumun bir Neil Gaiman kitabı olduğunu anladım. Anlatılan bağımsız olaylar birleştiğinde ve hikaye bir bütün halini aldığında "Ne güzel kitapmış." diyebildim. İlk önce bağımsız olayları okuyarak başladığımız ve kitapta ilerledikçe olayların birbirine bağlandığı tarzdaki kitapları okurken gerçekten çok yoruluyorum ve başım çok ağrıyor. Aynı şeyi hem Değiştirilmiş Karbon'da hem de Holistik Dedektiflik Bürosu'nda da hissetmiştim. Benimle aynı sorundan muzdarip olan var mı bilmiyorum ama bu olay kitabı çok yavaş okumamın ve ara ara kitaptan kopmamın sebeplerinden biri oldu. Kitabı yavaş okumamın ve kitaptan kopmamın bir diğer sebebi de maalesef ki çeviri. Üzülerek söylüyorum ki bu kitabın çevirisi uzun zamandır okuduğum en kötü işlerden biri oldu. Çevirmen beni seçtiği kelime seçimleriyle arada bir çıldırtsa da -meme başı nedir yahu?- çok hoşuma giden bir değimi öğrenmeme de sebep oldu. Hoş o cümlenin deyim olduğunu anlayana kadar zor bir süreçten geçtim ama neyse. Hikayeye ve işlenişine baktığımda ise ancak Neil Gaiman bir olaya bu gözle bakabilirdi diyorum. Gün geçmiyor ki adamın hayal gücüne bir kez daha aşık olmayayım. Her ne kadar arada kitabı yazış tarzı yüzünden kendisine güzel (!) sözler sarf etmiş olsam da, yine kalbimi bir şekilde kazanmayı başardı. Sonuç olarak kitaba 50 lira vermediğim için çok mutluyum. Beklentimin altında kalan bir kitaba o kadar para verseydim ağlardım herhalde -öhömpegasusöhöm- fakat yine de kitabı aramayı bırakamadığım ve okuma şansına eriştiğim için kendimi kutluyorum. Kitap elinizde yoksa ve satın almayı düşünüyorsanız üç seçeneğiniz var; siz de benim gibi yeni baskıyı bekleyebilir, e-kitap olarak okuyabilir veya İngilizce'sini alabilirsiniz. Eğer kitap elinizde varsa ve hala okumadıysanız kesinlikle bir şans verin derim ama ben okumayacağım diye tutturursanız da bana hediye edebilirsiniz asla hayır demem.

Yıldız TozuNeil Gaiman · İthaki Yayınları · 20121,177 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Selin