( Not: Şeytanın kandırdığı Padişah Dahhâk’ın omuzlarından çıkan iki yılanı beslemek için her gece iki delikanlı öldürülüp beyinleri bu yılanlara yediriliyordu. Yılanları sakin tutmanın yolunun bu olduğunu yine hekim kılığına giren şeytan insan neslini kurutmak için söylemişti.)
* Sarayın adam öldürücü kapıcıları tarafından yakalanan iki delikanlı çığlıklar kopararak ahçıların önüne doğru koştular ve yüzükoyun yere kapandılar.
‘ Ahçıların, bu manzara karşısında, ciğerleri sızladı. Gözleri kanlı yaşlar ve kafaları kinle doldu. 'Yeryüzü padişahının bu zâlimce işine şaşarak, bakıştılar..
* Ve İkisinden birini öldürmekten başka bir
çare göremediler.
‘ Bir koyunun beynini çıkarıp, öldürdükleri
gencin beyni ile karıştırdılar.
’ Ötekinin canını bağışlayarak ona: "Git, bir
yerde gizlen, canını kurtar!
Mamur şehirlerde yaşama. Bundan sonra senin yaşayacağın yer, dağlar ve ovalardır!” dediler. ‘ Onun kafası yerine değersiz koyun kafasından yılanlara yiyecek yaptılar.
‘ Bu suretle, her ay otuz genç canlarını kurtarıyorlardı.
' Zamanla, kimin nesi oldukları belirsiz olan bu gençlerin sayısı iki yüzü buldu.
* Ahçı her gün birkaç keçi ve koyunu ovaya salar, bunlara gönderirdi.
' İşte bugünkü Kürt kavminin aslı bunlardan türemiştir ki, bunlar mamur şehir nedir bilmezler.