Gönderi

Antik Çağa giriş
Müzelerimizde gördüğümüz bembeyaz mermerden Aphrodite veya Apollon heykelleri idealleştirilmiş bir güzellik sergiler. Polykleitos'un MÔ V.yüzyılda yarattığı ve sonradan Kanon adı verilen bir heykelde ideal oran için gerekli kuralların hepsi ahenk içinde özetleniyordu; daha sonra Vitruvius, bedenin en doğru orantılarını tespit edecektir. Bu güzellik düşüncesi ışığında bu oranlan yansıtmayan bütün varlıkların çirkin görülmesi doğaldı. Ama antikçağda yaşa­yanlar güzelliği idealleştirirken, neoklasisizm antikçağda yaşayanları idealleş­tirir ve (genelde Doğulu geleneklerin etkisi altında) bütün düsturları reddeden hantal, grotesk ve orantısız varlıkların da tasvirlerini Batı geleneğine aktar­dıklarını unutur. Yunan mükemmellik geleneği, kalos (genel anlamda "güzel" olarak tercüme edilir) ile agathosun (genelde "iyi" olarak tercüme edilir, ama çeşitli olumlu de­ğerleri kapsar) bileşiminden oluşan kalokagathia kavramıyla temsil edilirdi. Kalos ve agathosun özü itibariyle Anglo-Sakson dünyada gentleman adı veri­len, yani haysiyet, cesaret, zarafet ve yeteneğin yanı sıra spor, savaş ve ahlak alanlarında gurur verici meziyetlere sahip aristokratik kişileri tanımladığı be­ lirtilmiştir. Yunan uygarlığı bu ideal ışığında fiziksel çirkinlikle ahlaki çirkinlik arasındaki ilişki konusunda kapsamlı bir edebiyat geliştirmiştir.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.