Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir Mektup
Yıllar bana senin adını unutturmadı dostum gözlerimin içinde duran ve herkese kendini söyleyen adını. Senin adını mırıldanıyordum öğle üstü, hava o kadar sıcaktı ki, saçlarımın arası bile güneşlerle doluydu. Dağ çiçeklerinin arasından geçtim, dereye ayaklarımı soktum, durmadan senin adını mırıldandım. Dostum, kaygılar, yolculuk edecek köşe bırakmadı sana, toprağın altında bir kulübeye kapattı; o kulübenin duvarlarını sessizlikle örmüşler, bu yüzden ses geçmiyor içeriye, duvarcılar erimiş malalar kullanmışlar duvarları yaparken, çekülleri küftenmiş, sık sık dağılırmış. ama sessizliği üstüste koymayı başarmışlar. Biliyorum, çıkman zor olacak aramıza, ama yine de yazmak istedim, geçenlerde gölgeni gördüm caddede, beni adım adım izledi, oturduğum koltuk oldu sinemada, benimle birlikte bir kitabın ilk sayfasını imzaladı, denizde çabuk üşüdü, gülümseyerek kurulandı, güzel bir gölgeydi, kendini benden esirgemedi, içiçe yaşadığım için gölgenle yazmak istedim sana. Her şeyden önce şunu unutma: korkuların da tadına varacaksın, daha doğrusu, o korkular anlamsız gelmeye başlayacak sana, korku bile olmayacak, işte o zaman öfkeni kullanabilirsin dostum, kayıtsızlıklardan geçerek edineceğin öfkeyi. Bunun için genç olman gerekmez, sana orta yaşlılardan birçok örnek verebilirim, hem hiçbir şeyin vakti geçmemiştir ki, daha 1970 yılındayız, yılların en gencinde. Duvarları sessizlikle örülmüş kulübe yapmak kolay değildir, o duvarlı yıkmak belki daha zordur, ama senin gibi bir insan için kulak kesilmek, bizim fısıltılarımızı bile duymak kolaydır, bana inan dostum, şimdiye kadar hiç kandırmadım seni, kolaydır diyorum onurlu bir insan olabilmek. (...)
Sayfa 203Kitabı okudu
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.