Eserde Osmanlı kültür esintilerinden, cumhuriyet'in ilk yıllarındaki mücadelelere oradan insanlık ve dinler tarihine kadar kapsamlı bir değinme söz konusu. Değinmeden ibaret olduğunu söylemeliyim çünkü asıl amaç kurguya bu bilgileri kararınca yedirebilmek belli ki. Ancak bazen hem kurguyu güçlü tutmak hem her yerden biraz biraz bilgi verme çabası zorlama kalabiliyor sanki. Bir de eserdeki uzun betimlemeler, anı anına olayı yaşatma çabası bazen okurken sabırsızlık hissi veriyor asıl meseleye gelebilmek adına. Ancak buna karşın bilmediğim birçok bilgiye kavuşturduğu, farklı konularda ilgimi cezbetmeyi başardığı için minnettarım. Bazı okurlar yazarın dinler tarihi, söz konusu dönemin politikası hakkında çekimser kaldığını söylüyor ki ben açıkçası bazı bölümleri gayet cüretkar buldum. Hele bir örnek vardı ki: "Atatürk kendini padişah, kızını danışman, damadını bakan mı yaptı?" :) diye. Kitabın kalınlığı sizi hiç korkutmasın, saydığım etmenlerin dışında kitap gayet akıcı ilerliyor ve ben keyif aldım. Azra kohen'in meraklı zihninde dolaşmak keyif verici, bazen yorucu olsada :)