Otobiyografik olan eserler ardında gerçek bir yaşanmışlık olduğu için her zaman ilgi çekici gelir bana. Bir kere Mina Urgan gerçek bir entelektüel... kendi yaşamını çocukluk yıllarından başlayarak aldığı eğitimi, ailesini, cumhuriyeti, Türkiyenin dönemsel değişimlerini, kendisinin de ifade ettiği gibi ailesinden gelen burjuva denilebilecek bir çevrede yetişmiş olma şansını, ve bu şansın kendi hayatına etkilerini, döneme damgasını vuran şairleri, yazarları ve sanatçıları ve onlarla ilişkilerini anlatıyor. Bunu yaparken de gayet yalın ve açık bir dille okuru sıkmıyor. Kesinlikle okumalısın.
