1930'lu yılların sonlarında Viyana'da geçen romanda, taşra'daki evinden ayrılarak başka bir ülkede, yeni umutlarla, yeni bir yaşama adım atan Franz, sosyal hayat üzerindeki nazi etkilerinin devam ettiği dönemlerde yakınının Tütüncü dükkanında çıraklığa başlar..
Bir taraftan yeni hayata alışma çabaları, bir tarafta hiç unutamadığı geldiği yerlerin özlemiyle mücadele ederken, bir gün yollarının Freud'la kesişmesi ve amansız bir aşka düşmesiyle işler iyice karışır...